HADİ ÖYLEYSE UĞURLAR OLSUN
Hiçbir vakit tam karanlık değil gece
Kendimde denemişim ben
Kulak ver dinle
Her acının sonunda
Açık bir pencere vardır.
Aydınlık bir pencere
Hayal edilecek bir şey vardır
Yerine getirilecek istek
Doyurulacak açlık
Cömert bir yürek
Uzanmış açık bir el
Canlı canlı bakan gözler vardır
Bir yaşam vardır yaşam
Bölüşülmeye hazır.
Güzel söylemiş, Paul Eluard…
Umut adına güzel söylemiş…
Ama eldeki söylenenden farklı… !
Kayıplarımız anlatılandan çok farklı… !
Mesela…
Dünden bugüne çok şey değişmiş hayatlarımızda… Değişenlerin bizden eksilttiklerine rağmen nefes alıp vermeye devam etmişiz ama… Devam edip giden koşuşturmacalardan kendimizi alamamışız hatta…
Ama hep eksilmişiz…
Birer birer…
İkişer ikişer…
Üçer üçer…
Dörder dörder…
Bazen de onlar…
Yüzler ve binler…
O yüzden birikmişiz… O kadar çok birikmişiz ki, taşmışız… Taşarken ki çığlığımız yürekleri parçalamış… Ağıtlarımız gökyüzüne dağılmış… Avazımızın çıktığınca saçılmış tüm harfler, cümleler, paragraflar… Parça parça olmuş hayatlar… Toz olup rüzgâra karışmış… Sahipsiz kalmış…
Yetim kalmış…
Öksüz kalmış…
Anasız kalmış…
Babasız kalmış…
Kardeşsiz kalmış…
Hep ölüm kazanmış…
Korkularımız kazanmış…
Sizi bilmem ama, HİKAYEMİZ bu, eldeki bu, dünden bugüne anlatılan bu, bugünden yarına emanette bekletilen bu, yarından sonrakiler için örnek alınacak bu, yok başka bir çabamız, hikayenin devamına ekleyeceklerimiz, ki NİYE diye de sordum, ama BULAMADIM, bulmak istesem de ORTAYA çıkaramadım, SORSAM bile cevap alamadım…
Ankara örneği mesela…
1 sene olmuş… Onlarca ölüme 1 sene olmuş… Halayların ortaya yerine damlayan kana 1 sene olmuş… Özgürlük şarkılarının söylendiği Ankara Garı saldırısına 1 sene olmuş… Ama kurumamış o kan… Adaletsiz kalmış… Ölen öldüğüyle kalmış… Ne katiller bulunmuş, ne sorumlular bir adım öne çıkmış…
Herkes bir adım gerideyken öne çıkanlar mı ?
Acının sahipleri olmuş…
Ölenlerin annesi, babası olmuş…
Ölenlerin kardeşleri, arkadaşları olmuş…
Ama onları da biber gazının Ankara’sı karşılamış…
HOŞGELDİN demiş…
Ardından da GÜLEGÜLE !
Bize, demirlerle çevrelediğimiz basın açıklamalarının Hatay’ını hatırlatmış, Hatay’dan Ankara’ya ELDEKİ BU diye de ekleyivermiş… O zaman gelin, o SON denene biz de Ömer Hayyam’dan bir şeyler ekleyelim ve bugünü, kendi UMUDUMUZLA bitirelim…
Özgürlük yoluna girmezsen,
Bu yolda koşmazsan var gücünle,
Yıkamazsan yüzünü yüreğinin kanında,
Yarın avucunu yalarsın…
Adam dediğin kendini yok bilmedi mi…
Cayır cayır yanmadı mı yürek dediğin…
Hadi öyleyse uğurlar olsun!