Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 89 defa okundu.

Güzeldik, eskiden

-
Güzeldik biz, eskiden…
Sahiciydi her şey…

Eti için bir tek kasap amcayı severdik…

İki yüz elli gram kıymayı, ne de heyecanlı taşırdı babam… “Çorbaya mı , yemeğe mi katsam” derken, hepsine birden yetirebilen mucizenin adıydı, annem…

Ne de neşeliydi o sofra…

Sonra,

…güzel olmaktan mı sıkıldık ne, büyüdük birden !

Sahici gelmedi hiçbir şey… Eti için bir çok insana yaklaştık, seviyor gibi yaptık… İki yüz elli gram beynimizi ne de havalı taşıdık ! “Ona mı yaklaşsam, buna mı derken”, hepsinde birden İnsanlığımızı bırakmanın rezilliğiydi, yaşamak…

Güzeldik biz, eskiden, ama çok eskiden…

Uzaklaşmadan önce, bize sahici gelen şeylerden…
-

Sanırım, uzun zamandır okuduğum en güzel kelimeler…

Olcay Derecik öylesine güzel anlatmış ki, o ESKİ GÜNLER deneni… Ben de durdum, ama bana denende durdum… Anlatılanda, son paylaşılanda, etin gram haline ‘bir zamanlar…’ diye eklenende !

O zaman, gelsin hikayemiz;

-
Küçük kızımla, marketin et reyonu önünden geçerken, çocukluğum geldi aklıma ! Biz, doğu kökenli bir aileyiz ! Bizde yemekler öyle gram etle değil, en az yarım kilo, hatta 1 kiloya yakın etle yapılırdı ! Kemikli de olurdu o etler ! Hatta yemeğin sonuna doğru, üzerindeki etini yediğimiz kemiğin o en güzel kısmını, iliğini çıkartmak için kaşığımıza tersinden vurur, içindekileri çıkartmaya çalışırdık ! Güzel günlerdi…

Şimdi,

…küçük kızımla marketin et reyonu önünden geçerken, cüzdanımdaki paraya takıldım ! Alışveriş listem de belliydi, alacaklarım da, ama kafamda o ‘bir zamanlar…’ diyen hikayem beni öylesine güzel gülümsetti ki, sanırım, adımlarım o hikayeden kopamadı ve bir an kendimi et reyonunun önünde buluverdim ! Küçük kızımın eteğimi çekiştirmesiyle kendime geldiğimdeyse, reyon görevlisinin ‘ne istersiniz?’ sorusuna ne diyeceğimi düşündüm !

Ne isterdim sahi ?

Etiketlere baktım…

Anlamadığım o kadar isim vardı ki, ete dair !

Antrikot mesela…
Biftek ya da…
Bonfile,
Kontrfile,
Pirzola,
Nuar,
Tranç,
Pöçük,
Döş ve daha fazlası hatta !

Etiketler bana baktı, ben, o etiketlerin altındaki rakamlara… Tabi bu arada reyon görevlisini de unuttum, haklısınız ! Cevap bekleyen adam, merakla ne alacağımı sorup durdu ! Küçük kızımla da göz göze geldim o sıra… O da merakla ‘ne alacağız, anne?’ demez mi ?

Sanırım hepsi değil, o soru bitirdi beni !

Dayanamadım !

Çocukluğumun ilikli kemik hikayesi kadar olmasa da, cüzdanımdaki alışveriş listesinde kocaman bir delik açtım ve küçük kızımı mutlu ettim, tam tamına yarım kilo et aldım, yahni yapmak için ! Annemin yahnisinden yapmak için ! Hatırladığım hikayenin beni gülümseten ilikli hali için !
-

Siz, kaç gram ettesiniz bilmiyorum ama…

Siz SİZ olun, kendi hikayenizin sizi gülümseten halinden uzaklaşmayın !

Çünkü bu hayatı çekilir kılan tek şey, o ‘bir zamanlar…’ denen !