Gün kasvetli bulanık Ve kül rengi
Bir bakmışsın, elde var sıfır !!!
Sıfır noktasındasın…
Hayallerin, saçını süpürge edişlerin...
Başkaları için kendinden vazgeçişlerin…
Akıp giden yıllar, anılar, sevinçler, harala gürele günler… Çocukluğun, gençliğin, ilk aşkın, kayıplar, yitip gidenler… Oyuncakların, masumiyetin, kendine verdiğin sözler…
Anne, baba, çocuklar, sevgili, eş…
Sonra aniden çöken bir sessizlik…
Elde var sıfır…
Kendine sarılıp, “nerede yanlış yaptım” sorusu…
Ne zaman kaybettiğini bile anlamadan, kazanırken kaybedilmiş yaşamlar…
-
Demiş ya Şair…
Haklı…
Gün; kasvetli, bulanık ve kül rengi…
Okunan şiirler bile aynı ruh hali…
Hafif dram, hafif de trajedi…
Güldürmüyor, gülümsetmiyor…
Bir yerde okumuştum, şöyle diyordu orada…
-
Hayatım, sorularımın kalabalığında geçti, cevaplarım ise en büyük ıssızlığımdı… Asıl sorun, benim başkalarına sorduklarım değildi galiba ! Ben, kendime sormaya korktuklarımdan kaçtım hep ! Kendim denenden kaçtım ! Olmamı beklediklerinden mutlu muydum, hiç bilemedim ama… Olmak istediğimde ise duramadım ! İşte bunu da hep fark ettim !
Ne dersiniz… !?
Gün deneni; kasvetli, bulanık ve kül rengi yapan şey de biraz bu mu?
O zaman,
Olmadığınız gibi görünmekten yorulduğunuz zaman haber verin de, oturup karşılıklı bir kahve içelim ! Hatta o kahvede KENDİMİZ de olsun, yanı başımızda otursun… Bize, biraz bizi fısıldasın ! Ardından fincanlarımızı çevirelim karşılıklı, birbirimizin fallarına bakalım ! Dünümüzü inkar etmeden bugünü konuşalım, ki belki yarın da olur aramızda !
-
Sizi bilmem ama…
Keşke,
Hani keşke,
-
Gitmek için vedalara, bavula ya da yollara ihtiyacım yoktu…
Kafamdaki kapıyı çekip, çıktım!
-
…diyen gibi yapabilsek, kafalarımızdaki kapıları çekip çıkabilsek ! Yüzümüzü KENDİMİZ denene dönebilsek ! Biriken soruları korku olmaktan çıkarabilsek… derken, aklıma geldi günün finalinde !
Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi, 2013'te Fetullah Gülen'e yönelik yazdığı "HOCAM TÜRKİYE'YE DÖN ARTIK" başlıklı yazısıyla ilgili olarak, SEBEP-SONUÇ ilişkisi yaratmakla meşgul bugünlerde ! O da DÜN ve KENDİ hikâyesinde veremediği cevaplarda duranlardan anlaşılan… Öyle ki, Yazısında Fethullah Gülen (FETÖ) için, "Peygamberimiz'in vefatından sonra Hazret-i Ebubekir"in gösterdiği dirayete benzer bir şekilde dönüp başımıza gelseniz, HOCAM. Sizin orada olmanız, bazı komplo teorilerine de yataklık ediyor. NE OLUR HOCAM, gün, bu gün. İş, şirazesinden çıkmak üzere. Türkiye'ye DÖNÜN ARTIK" diyen Selvi, bu durumu TOPARLAMA (!) adına, “FETÖ’yü, ABD’nin kontrolünden çıkarmak için yazılmıştır” deyivermiş o tarihe dair köşesi için, ki NOKTA da koymak istemiş ama…
Konu, VİRGÜL ile devam ediyor…
Bu da bir DÜN ve KENDİ hikayesi anlaşılan, ki o da çok fark etmiyor…