Görevden alınanlar İstifa edenler kaçanlar
Son üç yılda,
…dört Merkez Bankası Başkanı,
…üç Ekonomi Bakanı değiştiren bir Ankara !
Derdimiz ne ?
Herkes bir kez BAKAN olmalı, mı ?
Herkes bir kez bu koltukta oturmalı, mı ?
Herkes bir kez şansını denemeli, mi ?
Bu kadar değişikliğin mesajı ne ?
Bu koltuk ATEŞTEN, mi ?
Yoksa çaresizlik ve panik mi ?
Haklısınız !
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yapılan son atama noktasında dururken, birilerinin, sürekli olarak bir diğerinden görevi devralmak zorunda kaldığı bir koltuktan bahsediyoruz ! İşi devralan, ama kısa bir zaman sonra durumun vahametini görüp istifa kararı alanlardan… Bir süre sonra görevden affını isteyenlerden…
Kulağa garip gelecek ama :)
Ankara’nın PERDE dediği son hikâyede, “HADİ BU DEFA İNŞALLAH” diyerek devamını beklediği son atamada, en azından doğru isim olması için dua edilen bir ortamda, çok uygun bir giriş yapmış, YENİ (!) ve çiçeği burnunda Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati !
Hatta başlarken ki ruh hali, biraz ürkekçe de !
Niye mi ?
Dua şeklinden !
Attığı tweet mesajının içeriğinden en çok da !
-
Rabbim… Kolaylaştır, zorlaştırma ! Rabbim, hayırla sonuçlandır… İşimizde bize doğruluk ver, bizi muvaffak kıl… Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsımı layık gördüğü Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini hayırla ifa etmeyi, bize gösterdiği güvene layık olmayı Rabbim nasip etsin inşallah…
-
Sizi bilmem ama, bu DUA’lı göreve başlangıç ruh halini görüp de AMİN demeyen vatandaş yok gibi ! En azından, ekonomik durum, bunu gerektiriyor ! “HADİ BU DEFA İNŞALLAH”, dedirtiyor ! “HADİ BU DEFA İNŞALLAH, DOĞRU İNSAN”, diye de ekletiyor !
4 temel Hint kuralında da var bu :)
İlk kuralında şöyle der…
“Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir… Bunun anlamı şudur: Hayatımızda, kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz ! Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır ! Ya bizi bir yere götürürler, ya da bize BİR ŞEY öğretirler...”
Bunca gel-git içinde NE öğrendik peki ?
Belki de bizim o BİR ŞEY’in ötesinde, yeni bir insan modeline ve topluma evrilmemiz gerekiyor…
Server Tanilli, “Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?” kitabında der ki;
“Yeni bir insan yetiştirmemiz gerekiyor… Bu insan; bireysel kurtuluşa değil, toplumsal kurtuluşa inanan, ilerlemeye ve geleceğe yönelmiş, geriye doğru değil ileriye bakan, aklın ve bilimin öncülüğünü kabul etmiş, öyle olduğu için de sistemli düşünen, tartışan ve yaratan, ayrıca barışa, emeğe, insan haklarına, hoşgörüye, demokratik değerlere başköşede yer veren biri olacaktır…”
Ne dersiniz,
…olmayacak dualara AMİN demek yerine, bunda mı dursak ?!