Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 190 defa okundu.

Gitmek isteyenler EL KALDIRSIN

İtiraf edin…

Sağınızda solunuzda duranlar olmasa, hatta NE DİYECEKLER diye tedirgin olmayacağınızı bilseniz, SIKILDIM diye çığlığı basacaklardansınız… Hatta her şeyden ve herkesten UZAKLAŞIP kaçmak isteyeceklerdensiniz… Her yeni güne bir önceki günden sarkan yorgunluğu ekleyip İSYAN eden, ama susanlardansınız… İçinden geçen cümlelerden korkan ve bu yüzden kelimelerini bir odaya kilitleyenlerdensiniz… Yaşamak için dışarıdaki öfkeli kalabalığa BENZEMEK zorunda bırakılan ve artık kendisini aynada bile tanımakta zorlananlardansınız…

Peki, siz hangisisiniz ?

Yoksa el kaldırmadınız mı ?

Ona da mı cesaretiniz yok yoksa ?

Olmuyor, değil mi ?

O itiraf kolay olmuyor !

Korkmayın, yalnız değilsiniz !

Pakize Suda’nın da dediği gibi…

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.

Küçük bir sahil kasabasına,

Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...

Hayatından memnun olan yok.

Kiminle konuşsam aynı şey...

Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği…

Öyle ''yanına almak istediği üç şey'' falan da yok.

Bir kendisi…

Bu yeter zaten…

Her şeyi, herkesi götürdün demektir.

Keşke kendini bırakıp gidebilse insan…

Ama olmuyor.

Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.

Yani her şeyi yüzüstü bırakmak, göze alınamıyor.

Böyle gidiyor işte.

Bir yanımız ''kalk gidelim'',

Öbür yanımız "otur'' diyor.

''Otur'' diyen kazanıyor.

O yan kalabalık zira.

İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,

Güvende olma duygusu...

En kötüsü, alışkanlık…

Alışkanlığın verdiği rahatlık,

monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.

Kalıyoruz.

Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.

Evlenmeler...

Bir çocuk daha doğurmalar...

Borçlara girmeler...

İşi büyütmeler...

''Sırtında yumurta küfesi olmak'' diye bir deyim vardır ;

Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin.

Kendi imalatımız küfeler.

Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.

Ölüm var zira.

Ölüme inat TUTUNMAK lazım.

İnadına KÖK SALMAK lazım.

Dizeler ne güzel demiş, ne güzel anlatmış… İnadına… Peki, saldınız mı kökleri, toprağın en derinine indirebildiniz mi ? Tutundunuz mu ? Ölüm gelmeden YAŞAMANIN sırrının o İTİRAF olduğunu fark ettiniz mi ? Peki ayağa kalkıp BURADAYIM demek için beklerken parça parça eksildiğinizi hissettiniz mi ? İşte o yüzden, KELİMELERİ tutuldukları odadan çıkarmak gerek, fark ettiniz mi ?

Evet mi ?

O zaman İTİRAF sırası sizin !

El kaldırıp konuşma sırası da…

Unutmayın…

Düşündüğünü söylemeye korkmaya başladı mı kişi, düşünmekten de korkmaya başlar…

Ve düşünmekten korkmaya başladı mı da, o VAR oluş artık bir YOK oluştur…