Geride kalan 23 NİSAN İptal edilen bir RESEPSİYON
Geleceği küçük kalplere emanet eden bir ülke, bugün o emanetin bayramında durup tartışıyor, hatta her sene giderek azalan kalabalığın misafirliğinde BİZ BİZE kalma uğraşında bir şeyler yapıyor, heyecanı azaltıyor, VAR’la YOK arasında bocalayan bir kalabalık yaratıyor…
Şimdi gelelim şu İPTAL edilen 23 Nisan Resepsiyonu’na…
Meclis Başkanlığı’nın terör ve Şehitler noktasındaki kararına…
Önceki yıllardan farklı olarak, bu yıl yaşanan terör hadiseleri ve şehitlerimizin aziz hatıralarına hürmeten, kamuoyunun da hassasiyeti dikkate alınarak resepsiyon yapılmamasına karar verilmiştir.”
Resmi açıklama buydu !
Ama merak ettim doğrusu…
Ülkede genel bir YAS hali var da biz mi bilmiyoruz, RESMİ YAS ilan edildi de yarıya inen bayrakları biz mi göremiyoruz, yaşamın rutin kavgaları, gürültüleri, hatta Meclis’in +18 utandıran KAVGALARI azaldı da şahitliği mi kaçırıyoruz, görkemli açılışlar ya da ülke krallarının şatafatlı karşılamaları eksik kaldı da biz mi fark edemiyoruz ?
Sizi bilmem ama…
Türkiye'nin ilk kez ev sahipliği yaptığı EXPO 2016 Antalya’yı özel bir ŞOV programı ile açanları izlerken, bir şeyleri anlamakta zorlanıyorum, özellikle de böylesi anlamlı bir resepsiyonun iptalini KAMUOYU (!) HASSASİYETİ (!) ile açıklayanları ve durumu, terör hadiseleri ve şehitlerimizin aziz hatıraları ile bir arada tutup İTİRAZ YOLLARINI KAPADIK sananları…
Yok…
Yemedik…
Yemiyoruz…
Yemeyeceğiz…
O yüzden sorulanı tekrar ediyoruz…
Sahi, milli iradenin tecelli yeri olan Meclis’in açılışının 96. yılında, bu olayı anmak için yapılan resepsiyonu kutlamak neden SAKINCALI görüldü, ki bunu, resepsiyonun iptaline BAHANE yaratmanın çabasında olanları izleyenler olarak soruyoruz, Cumhuriyet’in kurum ve kavramlarına karşı ayaklananların CESARETİNİ izleyenler olarak soruyoruz, Cumhuriyet’in LAİK yapısını ortadan kaldırmak için nabız yoklayanları izleyenler olarak soruyoruz, okulları İMAMLAŞTIRANLARIN ülkesinde dinin sancaktarlığını miting meydanlarına indirenleri izleyenler olarak soruyoruz, sıvasız evlerin ülkesinde inşa edilen 1000 odalı sarayın varaklı şatafatında durup da POZ verenlerin Ankara’sını izleyenler olarak soruyoruz, değiştirilmesi teklifinde dahi bulunulamayacak Anayasal maddeleri kaldırma hazırlığı yapanları izleyenler olarak soruyoruz, Cumhuriyet ile mücadelesini sesiz sedasız yürütmeyi bir kenara bırakıp ortaya çıkanları izleyenler olarak soruyoruz…
Sahi SAKINCA neydi ?
Şehitlerin acısı mı ?
Peki, sormazlar mı ?
Bu ülke haftalardır kan ağlarken, kaç kere ULUSAL YAS ilan ettiniz diye !
ANALAR ağlamaya devam ederken, kaçınız sorumluluk üstlendi diye !
Hendekler kazılırken şehirlerin dört bir tarafına, neredeydiniz diye !
BARIŞ’ı SAVAŞ’a çevirenler olarak kaç İSTİFA verdiniz diye !
Sahi konumuz gerçekten de ŞEHİTLER mi ?
Yoksa DERDİMİZ başka bir şey mi ?
Henüz anlatamadığımız !
Sırasını beklediğimiz !
Sahi, NEDİR o ?
Soruyorum, çünkü kendi halinde bir CUMHURİYET RESEPSİYONU’nu kamuoyu (!) hassasiyetleri (!) adına SAKINCALI hale getirenlerin Antalya EXPO’sundaki halini de izledik, konfetiler arasındaki coşkulu açılışı da, su ve ışık gösterisi ile devam eden görsel şovları da, havai fişek gösterilerini de…
Tamam da, ya eldeki o açıklama, hani “Önceki yıllardan farklı olarak, bu yıl yaşanan terör hadiseleri ve şehitlerimizin aziz hatıralarına hürmeten, kamuoyunun da hassasiyeti dikkate alınarak resepsiyon yapılmamasına karar verilmiştir” diyen…
UNUTTUK mu ?