EVET mi diyeceksiniz Ama önce DÜŞÜNÜN
Öyle bir ülke düşünün ki, yorgun olsun… Umudu eksilmiş olsun… Rejimi de DEĞİŞEMEZ denilen Anayasal maddeleri de tartışılır hale getirilmiş olsun… Bu da yetmesin, herkesi kanunlar önünde makul şüpheli yapmış olsun… O yüzden de yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı çok olsun…
Ve öyle bir Anayasa düşünün ki, DARBECİLERİN eseri olsun… Artık kendine bile HAYRI olmasın… Son kullanım tarihi geçeli çok olsun… Demokrasiye asker zoruyla mola verdirtenlerin olsun… TANK zoruyla, SİLAH zoruyla, KORKUYLA çıkartılmış olsun… Ama buna rağmen, on yıllar boyu yaşasın, YAŞATILSIN…
Ve öyle insanlar düşünün ki, DAHA ÖZGÜR bir anayasa yerine, BİRİLERİNİ daha da güçlendirecek bir anayasa istesin… İsterken de diğerlerini TEHDİT etsin… EVET yerine HAYIR diyenleri HEDEF göstersin… Demokrasi beklentilerini erteleme peşinde koşsun… Hatta o beklentileri en üst rafa koysun…
Haklısınız !
Ben de yoruldum…
Böylesi bir ülkeyi düşünmekten…
Böylesi bir Anayasayı düşünmekten…
Peki, kararınız NEDİR ?
EVET mi ?
Yoksa HAYIR mı ?
Aslında her ikisi için de gerekçeleri olan insanlarız…
Peki, bu defa ben BİR ADIM ÖNE çıkacağım…
KENDİ gerekçemi paylaşacağım…
Bir vatandaş olarak ama…
Gazeteci değil…
Niye HAYIR diyorum, ona dair yazacağım !
Sonra da siz yazın kendi gerekçenizi… Düşünmekten yorulduğumuz bir ülkede, bizi yoran bir Anayasa’dan nasıl kurtulacağımızı yazın, ama yazarken de DÜŞÜNÜN… Kendiniz için… Çocuklarınız için… Geleceğiniz için… BUGÜNÜ KURTARDIM demenin ötesinde, YARIN için…
Ama bunu yapmadan önce, sizi diğerlerinin KULLUĞUNDAN biraz uzaklaştıralım mı, uzaklaştırırken de şu ünlü ceket düğmelerimizi açıp biraz rahatlayalım mı, en azından bedenlerimize mahkum ruhlarımızın nefes alış-verişini hızlandıralım mı ?
Tamam mıyız ?
Ben niye mi HAYIR mı diyorum ?
Türkiye'de var olan siyaset yapma TARZININ, kullanılan SÖYLEMİN, siyasal kadroların NİTELİĞİNİN yenilenmesinin ve yeni bir siyaset anlayışının yaratılmasının gerekliliğine inanmış insanlar tarafından kurulan 10 Aralık Hareketi’nin, hani şu ünlü ‘YETMEZ AMA EVET’ denilen 2010 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu’na dair bir notunu paylaşayım sizlerle…
O güne ekli sözlerin sahibi, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ki aslında bugünkü HAYIR’ı da karşılıyor her bir kelimesi…
Okuyalım mı ?
“Eğer (anayasa değişikliği paketiyle) yapılanlar kısmen de olsa olumlu olsaydı, olumlu bir adım atılmış ve dahası atılacak olsaydı, olumlu karşılayabilirdik. Ancak, ‘Yetmez ama Evet’de bu yok. Bütün olarak getirilenler ve götürülenler arasında bir denge kurulduğu zaman, bana, ‘götürülenlerin’ getirilenlerden daha fazla olduğu izlenimini veriyor. Anayasacılığın gelişmesi, siyasi iktidarın SINIRLANMASI oranında olur. Burada tam tersi oluyor.”
Peki, bugün NE oluyor ?
YENİ denen Anayasa’da siyasi iktidar OLACAKLAR, olmayı DÜŞLEYENLER, ne kadar sınırlanıyor ? Devletin, PARTİLER ÜSTÜ konumu ne hale getiriliyor ? Devleti ‘PARTİLİ’ bir devlet haline getirirken, bizlerden ne götürüyor ?
Düşünün…
Ama iyi DÜŞÜNÜN…