Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 202 defa okundu.

ESKİDEN Daha mı iyiydik ne

Sizi bilmem ama…

Bence, EVET…

Niye mi ?

Düne dalıp giden gözlerimizi bugünden KAÇIRMAYA çalıştığımıza artık daha sık şahit oluyorum… Yaşananlardan kendimizi sıyırıp UZAKLAŞMA isteğine de…  Bugüne İSTEKSİZCE tutunmaya çalışanların giderek daha kalabalıklaştığı bir yaşama da… Kadim bir geçmişin topraklarında ÖTEKİ ilan edilişlerin fazlalığına da… Atatürk Türkiye’sini sarmaşıklar gibi saran dini cemaatlerin DARBE yapabilecek seviyede BESLENEBİLDİĞİNE bakıp yarına dair korkuyla irkilenlere de… LAİKLİĞİN resmi ağızlarda sulandırıldığı bir ülkenin miting alanlarında SARIKLI-CÜPPELİ grupların zikir çekip DEMOKRASİ (!) için yürüdüğüne de… Yaşanan her sorunda kendisini bir adım geriye çeken siyasetin korkutan dokunulmazlığına da… Yoksulluğumuzu kiralayanların mercimeğine, kömürüne, birkaç kuruş parasına teslim olacak kadar derinleşen çaresizliğimize de…

O kadar çok ki…

O kadar çok birikti ki…

O kadar çok kalabalığız ki…

Dünü izleyenleriz…

ESKİDEN, diye başlayanlarız…

BÜYÜDÜKÇE mutsuzlaşanlarız…

‘Çocuk kalsaydık’ diye ekleyenleriz…

Bundan sonrasını Can Dündar eklesin mi, DÜN’e dair söylesin, bizi anlatsın, özlemlerimizi netleştirsin, korkuya bata çıka ilerleyen adımlarımıza bir mola aldırsın, yeniden gülümseyelim birbirimize, ÖTEKİ olmadan, BİZ’den kaybetmeden…

Başlayalım mı ?

Hadi…

***

Çember çevrilir,

Su musluktan içilir,

Ağaçlara tırmanılırdı.

Bebekler bezden,

Silahlar tahtadan,

Resimler kömür karasından yapılırdı.

Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin

İsimleri konulur,

Saatli maarif okunurdu.

Komşuda pişen

Bize...

Bizde pişen komşuya düşerdi.

Geceler ayaz,

Sokaklar karanlık,

Yıldızlar parlak olurdu.

Turşu, salça, mantı

Evde yapılır,

Karpuz kuyuda soğutulurdu.

Erik ağacının çiçeği,

Pencere camımıza yaslanır,

Güz yaprakları bahçemize düşerdi.

Kardan adam yapılır,

Evlerde soba yakılır,

Kış gecelerinde masal anlatılırdı.

Merdiven çıkılır,

Aidat ödenmez,

Yönetici seçilmezdi.

Evler badanalı,

Sokaklar lambasız,

Mahalleler bekçili olurdu.

Ajans radyodan dinlenir,

Çizgi roman okunur,

Defterlere kenar süsü yapılırdı.

Hayat,

Arkası yarın gibiydi,

Kesintisizdi.

Her gün yaşanacak bir şey vardı.

Herkes kendi düşünü kurar,

Kendi hayatını oynardı.

ŞİMDİ

Şimdi,

Herkes

Yoğun,

Yorgun

Ve

Tek başına...

***

Size de iyi geldi mi hatırlamak ?

Bana geldi…

Yoğunluğuma ve yorgunluğuma iyi geldi…

Ama uyandım, FİNALİNDE uyandım…

Ve…

Bir kez daha yoruldum…

Çok yoruldum…