Esad Sonrası Suriye... Yeni Bir Afganistan Mı?
İdlib'i uzun yıllardır yöneten, aslında bile isteye yönetmesine de izin verilen, terör örgütleri arasında yer alan, Tahrir el-Şam veya Şam Kurtuluş Heyeti, kısaca HTŞ diye bilinen örgütün lideri Ebu Muhammed El Golani'yi CNN Amerika ekranlarında o garip özgüveniyle izlerken ve elde ettikleri zaferin Şam yolundaki şeriat sloganlarını dinlerken, herkesin dilindeki o YENİ denen Suriye'yi düşündüm bir an !
Esad'ın, ailesini İran üzerinden Rusya'ya götürdüğü gerçeği bir tarafa, onun, sürgünde bir hükümet kurmasından bahsedenleri de unutmadan, ama en çok da, Lübnan'da ağır kayıplar veren Hizbullah'ın ve Ukrayna bataklığından çıkamayan Rusya'nın yokluğunda aslında hiç bir gücü olmadığı ortaya çıkan Suriye ordusunun bize yansıyan gerçekliğinde soralım sorularımızı o zaman...
Bir selefi cihat örgütü olan ve şeriat beklentisini asla saklamayan HTŞ'nin Şam'ı aldığını düşünelim...
Yüz binlerce Alevinin, Sünni radikal örgütlerin bu yürüyüşünün finalinde ne olacağını sorarak başlayalım bugüne ! Geçmişte yaşanan mezhepsel cinayetlerin, katliamların hesabını bile vermemişlerin, adımlarını bu defa ülkenin başkentine doğru attığının altını da çizerek yapalım bunu !
Asıl sorular da şunlar galiba;
...bu yürüyüşün arkasındaki ülkeler kimler ?
...bunca kalabalığı silahlandıranlar kimler ?
...Esad sonrası ellerini oğuşturanlar kimler ?
...Suriye'yi şimdiden bölüşenler kimler ?
...Esad'sız bir Suriye isteyenler kimler ?
Bölgede etkin olan ülkeler, ki Esad'ın gitmesini isteyenlerden bahsediyoruz, kendilerini çok da saklamayanlar aslında... Onlar, bunun için yıllarca ülke içindeki muhalif grupları destekleyenler aynı zamanda... Türkiye, muhaliflerden minik bir ordu bile kurdu mesela ! Onların askeri eğitimlerinden silahlandırılmasına kadar tüm detaylarla ilgilendi yıllarca... Bugün Şam'a doğru yürüyenler arasında onlar da var ! Suriye iç savaşının başlarında Erdoğan'ın ne söylediğini hatırlarsak eğer, gelinen aşama onlar için de ciddi bir başarı sayılabilir ! İsrail de Esad karşıtı politikasını İran ekseninde yıllardır masada tutan ülkelerden biri... Lübnan ve Suriye üzerinden beslenen Hizbullah gerçeğinin çatışmalı halini en çok yaşayan aynı zamanda... Amerika mı ? Bölgenin asıl aktörü konumunda ! Ankara ile yıllarca PKK başlığında suçlansa da PKK bağlantılı Suriyeli gruplarla olan ilgisini de ilişkisini de asla kesmedi ! Bugün Suriye'de zayıflayan Esad ve geri çekilen ordu birliklerinden boşalan topraklar noktasında etki alanını en fazla genişleten etnik gruplardan biri de o yüzden Washington destekli Kürtler ! Tüm bu kalabalığın içindeki radikal islamcıları ne unutun ne de bir kenara atın... Çünkü Şam'ın hakimiyeti kısa ve orta vadede onlarda olacak gibi görünüyor, tabi İran ve Rusya, Şam kapılarından tamamen çekilip yolu açarsa...
Bir Türkiyeli gazeteci olarak soralım;
...sınırımızın hemen yanı başında nasıl bir Suriye istiyoruz ? Peki, bunun kararını verecek olanların, kaygılarımızı ne kadar ciddiye alacağını sanıyoruz ? Hepsi bir tarafa, bölgede yükselen radikal islam ve olası bir Kürdistan, Esad'ı aratır seçenekler olarak masada durur mu uzun bir süre ? Erdoğan liderliğinin gücü, bu olasılığı engelleyebilecek mi peki ? Unutmadan ! Başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğünden bahseden bir Ankara, bugün bile etnik ve mezhepsel olarak bölünmüş haritaları paylaşılmaya başlanan Suriye hikayesini kendi adına güncelleyebilecek mi ?
Ne garip değil mi ?
Türkiye'de, iktidar ortağı MHP tarafından TBMM'ye davet edilen PKK lideri Abdullah Öcalan, çıkarıldığı bu yolda siyasi bir kimlik yaratarak, etki alanını genişletme ve hiç ulaşamadığı kitlelere seslenebilme fırsatı yakalarken, Suriye'de PKK bağlantılı Kürtler de Kürdistan hayalinin topraklarına yeni topraklar katmaya ve güçlenmeye devam ediyor...
Tesadüf mü ?
Planlama mı ?
Düşünün...
En çok da yeni denen Suriye'yi !