Ercan Topaca haklı çıkmış Çatı ciddi ciddi akıyormuş Peki fazlası da var mıymış
“Daha inşaat bitmedi, devam eden bir inşaat var, ama MÜZE’NİN ÇATISI AKIYOR… Böyle bir şey olamaz. Böyle bir şey kimsenin İÇİNE SİNMEZ. Bunun SORUMLULARI HAKKINDA gerekeni yapacağım… Bu konuda kimse benden tolerans falan beklemesin…”
Bu sözlerin tarihi, 2014 senesi…
Bu sözlerin sahibi, dönemin Valisi Ercan Topaca…
İl Koordinasyon Kurulu 4. Dönem Toplantısı sırasında…
“Bu tür yapıları inşa süresinde denetlemek, proje aksaklıkları ve imalat yanlışı varsa DÜZELTMEK GEREKİR... Zeugma’da, Bakanlık üst düzeyi sanırım onlarca kez bu tür denetim ve düzeltme yaptı... Hatay’da bunlar yapıldı mı, bilmiyorum. Ancak yapının TAMAMLANMADAN açıldığını biliyorum...”
Bu sözlerin tarihi ise 2018 senesi…
Bu sözlerin sahibi ise, eski Bakan Ertuğrul Günay…
Bu iki söyleneni okurken Cemal Süreyya geliyor akla…
-Sesinde ne var biliyor musun ?
-Söyleyemediğin sözcükler var…
-Küçücük şeyler belki,
-Ama günün bu saatinde
-Anıt gibi dururlar…
Gerçekten de öyle !
Söylenenler ANIT gibi !
Akılda da kalıyor, akıl da tutuluyor !
2014’ten 2018’e, hikayenin aslını fısıldıyor !
Fısıldanan şeyin aslında hiç mi hiç değişmediğini !
Peki, tüm bu sözlere kendimizinkileri de ekleyelim mi bugün ? Hafta sonunda YENİ denen binada, Müze’deydik, ki orada gördüklerimizi de ekleyelim mi ? Ama bu kısma geçmeden bir şeyin altını özenle çizelim, hani ÖTEKİLER olarak !
Geçen gün bir arkadaşım yazmış ve demiş ki :
*
Türkiye siyasetinin bugünü mü ? ‘Eyyyyy....’ ile başlayan meydan okumalar... Ve bu meydan okumaların Ankara'sına "Meksika" dalgalanması yapan "YANDAŞLAR"... Ve onların ezici kalabalıkları arasına sıkışmış "ÖTEKİLER"... Aslında bu sürecin "kurbanı" halini almış, “ÖTEKILER”...
*
O yüzden, o bir şeyin altını çizelim, ÖTEKİLER olarak !
YANDAŞ olmayan, o yüzden gördüğünü söyleyenler olarak !
YANDAŞ olmayan, o yüzden de duyduğunu paylaşanlar olarak !
YANDAŞ olmayan, o yüzden bildiğinden geri duymayanlar olarak !
Evet…
Hafta sonu müzedeydik… Çatısından su akan hikayesinin devamında, mozaiklerin üzerinde BİRİKEN su damlalarının hesabını tuttuk ! Cinayet mahalli gibi, Müze’nin seyir salonlarının bazı kısımlarına ‘polis güvenlik bandını’ andıran sarı-siyah şeritler çekip ‘AMAN DİKKAT’ diyenleri izledik ! Ama en çok da, bir döneme damgasını vuran “tartışmalı” İsis Seremoni Mozaiği’nin hemen üzerindeki katta, koridor boyunca dizili mozaiklerin sonuncusunda durduk ! Uzun bir süre durduk ! Öylece durduk ve izledik ! Ama gördüklerimize inanamadık ! İnanamadıklarımızın önce fotoğrafını çektik, ardından videoya kaydettik ! Sergi alanına getirilip duvardaki yerine asılan mozaiğin içine ÇÖKMÜŞ ve EZİLMİŞ halinde dururken mi? Akan çatıyı da unuttuk, sarı-siyah bantların AMAN DİKKAT deyişini de !
Soralım mı ?
Sergi alanına konmuş, ardından da üzerine şeffaf bir plastik örtü serilmiş, ama BAŞINA GELENLERİ ‘kapatılamamış’ bir mozaik nasıl olmuş da bu hale gelmiş ? Sahi, bu durum ‘restorasyon öncesi’ ise, mozaiğin duvara ekli hali NİYE ? Durum ‘restorasyon sonrası’ ise, BU KAZA nasıl oldu ?
Sorsak mı ?
Sorsak, konuşurlar mı ?
Yoksa sessizliğimize devam mı ?