Eldeki yerel idarecilik Ve eldeki vatandaş profilimiz
Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala !
Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala ! Asfalt dök… Unutulan çalışma için kazı çalışması yap… Ardından yamala !
Eldeki YEREL İDARECİLİK hikayemizin başı böyle !
Haklısınız, hikayemiz bolca TEKRARDAN ibaret !
Nereden mi biliyorum ?
Evim, Antakya - Cumhuriyet Caddesi’nin sonuna doğru ilerleyen yolun uç noktasında olduğundan, deneyimle sabittir… Yıllardır aynı caddeyi kullanan biri olarak, bu caddenin kaç kere asfaltlandığını ve dökülen asfaltın kaç kere kazıldığını ve kazılan noktaların da kaç defa yamalandığını ben bile unuttum !
Aslında saymaktan yoruldum !
Bugün bile devam eden o kazıların hikayesinde DEFİNE arasalar bu zamana kadar bulurlardı, desem, abartır mıyım ?
Yine de merak ettim ama…
Yıllardır aynı cadde üzerinde ha bire KAZI çalışması yapıp duruyorsunuz ! HİZMET diye tabir ettiğiniz şeyin karşılığı NEDİR, diye sorsam mı ? Hayatlarımıza katmaya çalıştığınız şey NEDİR, diye eklesem mi ? Arayıp da bulamadığınız o şeyin bilinmezliğinde dursam ve cevap beklesem mi ?
Aslında onca BORÇ HARÇ içinde kulaç atmaktan yorgun belediyeler olduklarını bilmesek, PARA FAZLA GELİYOR diyeceğiz ama ! BORÇ İÇİNDE YÜZMEK ifadesinin CEVAP kısmındalar ! O nedenle SORULARIN biriktiği yerde tek bir konuda çok netiz !
Bu kadar BORÇ içinde iş yapan BELEDİYELER, nasıl oluyor da, kaynaklarını da imkanlarını da bu kadar CÖMERTÇE (!) heba edebiliyor ? Düşünün ki, biri asfalt döküyor, ikinci gün diğeri gelip kazıyor, ardından kazılan yer yamalanıyor, beşinci gün tekrar bir kazı ve yol boyunca dizili borular, ekipmanlar, araçlar, ekipler ve finalde de KÖYDEN bozma bir ŞEHİR ! Ama öyle böyle bir ŞEHİR değil ! Hem EXPO hem GASTRONOMİ ünvanlı bir ŞEHİR !
Elinize sağlık, ama…
Yemek BERBAT, servis de !
Haklısınız, hikayenin sadece BAŞI bu halde, ki GİDİŞAT daha kötü !
Eldeki YEREL İDARECİLİK hikayemizin devamı mı ?
Aslında komik hallerimizin trajik kısmı !
Nasıl mı ?
Yaz-Kış, mevsimine bakmadan çiçek dik ! Kısa zamanda kuruyanları yenileri ile değiştir… Biraz ÇEVRECİLİK sloganı ile baharatla... İzleyenlere servis et ! İtiraz eden mi ? Olmaz ! Zaten bu kenti yönetenler de YAPTIK-OLDU denenden HESAP sorulmayacağını iyi bilir ! Bir aradayken her türlü eleştiriyi yapan bizlerin, bizi idare edenlerle karşı karşı geldiğimizde süt dökmüş kediden beter olduğumuzu iyi bilir ! Hatta öyle değişiriz ki, sanki o ana kadar konuşanlar biz değilmişiz gibi; usulca ayağa kalkar, ceketimizi ilikler, kendimize çeki düzen verir, ellerimizi de namaz selamı verir gibi önümüzde buluşturur ve saygıda kusur etmeyiz !
Cümlemiz mi ?
Hazırdır…
Ezberimizdedir…
‘Allah seni başımızdan eksik etmesin!’ deriz mesela… Bu klasiktir ! Modası geçmez ! Ama gerisi de illa ki gelir, ki bir diğer popüler YARANMA ifademiz, ‘Sen gibi adam gelmedi bu memleketin başına…’ olur… Bunlar olurken de; SU kesintisinden yolların YAMA haline, kaldırımların asfalt katkılı rampalarından sineğe ve çöpe kadar o ana kadar durmayan çenemizi ASKIYA alırız ! Öfkelerimizi yutkunuruz ! Şikayetlerimizi ise dost sohbetlerimize saklarız ! Bunu yaparken de, YANDAŞ olma çabamızın dibine vururuz !
Sahi, bu şekilde MUTLU muyuz ?
