Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 233 defa okundu.

DÖNMEK İSTEMİYORLAR HAKSIZLAR MI

Anlaşma tamam…

Brüksel’in imzası da…

Hatta Ankara’nın ki de…

Ama imzası olmayanlar var…

Anlaşmaya dahil edilenler hani…

Dahil olan, ama çıkmak isteyenler hani…

Onlar, cepteki son parayla yola çıkanlar…

Tek bir bavula yaşam sığdıranlar…

Ölümü dahi göze alanlar…

Günlerce yürüyenler…

Ve aç kalanlar…

Açıkta kalanlar !

Sahi ne olacak onlara ?

Dönmeye mi zorlanacaklar ?

Hani tellerin dışından kamplara…

Özgür olandan kontrollü olanlara…

Hayallerden kopup gerçek soğuğa…

Peki, sonra ?

Ne olacak, sonra ?

Sahi Türkiye’ye kaçıp gelenlerin Avrupa hayalini noktalamakla elde ettiğimiz hayal kırıklığını dindirecek ne yapacağız, onlara karşılığında ne vereceğiz, çok şey bekleyerek çıktıkları yoldan geri dönenlere ne diyeceğiz, aldığımız paradan mı bahsedeceğiz, yoksa ödeneni mi paylaşacağız, belki de sadece gerçeği, eldeki diğer kalabalığın yaşadığı gerçeği, kamplara doluşan gerçeği, çadırların bez duvarlarında soluklanan gerçeği, hatta kampların dışını, kadere teslim yoksul olanları, hatta dilenecek kadar düşenleri, kağıt toplayan çocukların çaresizliğini, elde mendil size uzanan ellerin ‘1 TL’ deyişini, o deyişin avucuna eklenen 1 liraların toplamında karın doyurmaya çalışanları, karın tokluğunda çalışanların geçim derdini… !

Abarttım mı ?

Bizde durum farklı mı ?

Antakya’da, diğer ilçelerde…

Sokakta yürürken, bozuk türkçesiyle ‘açım’ diyen bir Suriyeli sizi durdurmadı mı hiç, peki dilenen Suriyelilerin ürkek bakışları ile denk gelmediniz mi, hele ki ‘1 Lira’ diyen çocukların mendil satma çabasına ortak olmadınız mı, elinden tuttuğu çocuğu ile dükkan dükkan dolaşıp yardım isteyen kadınlara vicdan eklemediniz mi ?

Sahi, NORMAL mi bu ?

Değilse eğer, ne olacak ?

Yeni gelenler NE olacak ?

Sorduğuma bakmayın, cevapları BİLMEDİĞİMİZİ biliyorum, eldekine bir şey ekleyemediğimizi de, kontrol edemediğimizi de, Hatay’dan Kilis’e küçük Suriyeler inşa olurken ki resmi sessizliğimizi de, iç içe geçmiş bu inşaatların birbirinden kopuk ve uzak yaşayışlarını da, hatta bu yaşayışların sınırın ötesindekilerle ne derece kontrol edilebildiğini de, bunu bilenlerin SUSMUŞ hallerini de…

O yüzden haklılar…

Dönmek istemeyenler, haklılar…

Bunca bilinmezliğe uzak durmak isterken, haklılar…

Geri döndüklerinde yaşayacaklarını bildiklerinden, haklılar…

Onlardan birinin sözlerini okudum geçen… Ege denizinin karşısına zor bela geçmiş Suriyeli bir baba… ‘Buraya gelmek için her şeyimizi verdik’ demiş… HER ŞEYİMİZİ… Elde avuçta kalan son parayı… Hatta ÖLÜMÜ GÖZE ALDIK diye de eklemiş, ama bitirmemiş… YİNE YAPARIZ, GERİ DÖNMEYE ZORLANIRSAK, YİNE DENERİZ… Ve özetlemiş hikâyeyi… Ama en çok da, AÇIK KAPI politikasının üzerlerine kapanan KAPILAR haline geldiği Türkiye sayfasını… Ve açtıkları yeni sayfada henüz yazmaya başlamışken, silmek istememiş, BUGÜN-GERİ KALAN HAYATIMIZIN İLK GÜNÜ diye başlayan kelimeleri… Tam da CÜMLE olmaya başlamış umutları…

Haksız mı ?

Ama yine de merak ettim doğrusu…

Brüksel’in Euro’su nasıl kelimeler yazacak diye…

Hem ELDEKİLER hem DÖNECEKLER hem de BİZLER için !