Dindarız Elhamdülillah
Mecnun, çölde “Leyla” diye yana yana dolaşırken fark edemez ve namaz kılan bir dervişin önünden geçer… Derviş, namaz bitince Mecnun'a kızar. Mecnun, Derviş’ten özür diledikten sonra şöyle cevap verir: “Ben Leyla'nın aşkından seni göremedim de, ya sen… Huzurunda olduğun Mevla'nın aşkından beni nasıl gördün?”
Çok şey anlatıyor…
Ama dahası da var…
En azından benim…
Geçen gün ufak bir atışmaya denk geldim…
Bir otobüs durağında !
Dinlerken ve izlerken ne hissettiğimi sorarsanız eğer…
Çok şey !
Çok fazla şey !
İzleyip gördüğüm şey mi ?
50’li yaşlarda bir adam ve genç bir kız… Adam belli ki DİNDAR ! Aslında buna dair birine bakınca, size o kişinin DİNDAR (!) olup olmadığını anlatan madde dünyaya dair çok iz bulabiliyorsunuz… Mesela eldeki tespih ! Sakal yapısı, ki hatta bıyık… Kravatsız kullanılan hakim yaka bir gömlek… Ve hepsinin üstüne eklenen o bakışlar ! Genelde sert, yargılayıcı, şüpheci, bazen de yaralayıcı…
Önce şunu söyledi, mırıldanır gibi, ama duyulacak bir tonda… -İnsanı dinden imandan çıkarırlar ! Ardından da genç kıza baktı birkaç kez ve o an göz göze geldik… Merak ettim, ki bilirsiniz, merak edip sorarım sıklıkla… -Beyefendi sorun nedir ? Ardından kendisine bakan adamdan rahatsız olan kız da katıldı bu sohbete ! –Ne bakıp duruyorsunuz? Adam kendinden oldukça emin, kendisine yöneltilen bu soruyu oldukça rahat bir şekilde cevapladı… -Yaşına gitmiş mi bu ? Ayıp ayıp…
Ayıp olanı hemen netleştireyim sizler için…
Dindar (!) ve Dini fazlasıyla bütün (!) arkadaşımızın bu MUZAZZAM dikkati, genç kızın pantolonu üzerine giydiği kısa t-shirt yüzünden… Göbek deliği görünüyormuş, onu görmüş, ki ‘ayıp ayıp’ diye tekrarlarken de bunu işaret ediyormuş…
Bu bakışma ve karşılıklı sessiz süren restleşme, genç kızın adamdan önce otobüse binip gitmesi ile son buldu ! ama geride kalan adamla bu defa ben devam ettim, ki haklısınız, dayanamadım…
(Ben)-Rahatsız olduğunuz şeyi görmek için bu kadar dikkatli bakmanız garip değil mi?
(Adam)-Anlamadım…
(Ben)-Kardeşim, kızınız yaşında kızı eleştiriyorsunuz da…
(Adam)-Eeeee… Sana ne ?
(Ben)-Ne demek banane… Niye bu şekilde bakıyorsunuz?
(Adam)-Sana mı soracağım ?
(Ben)-İnandığınız her şey adına bir sorun, niye o açıkta durana baktığınızı…
(Adam)-Git işine, dinsiz-imansız millet!
(Ben)-Kardeşim, benim bakıp da görmediğim bir şeyi sen görmek için bu kadar dikkatle bakıyorsan eğer, sorun kıyafeti giyende değil, senin kalbinde ve düşüncelerinde… Ötesinde bir şey arama, kendinde ara ne arayacaksan…
Beni şöyle aşağıdan yukarıya süzdükten sonra -içinden küfretmiş midir sahi- oturduğu yerden kalktı, ki beklediği otobüsü de hiçe sayıp söylene söylene uzaklaştı… O uzaklaşırken, bize daha çok yakınlaşan başka şeyler vardı ama… Yeni bir şeyler… Ama çok da hoş olmayan bir şeyler… Hayatın hemen her alanına dair referans (!) aldığı dini, diğer yaşamları kontrol etmek için kullanma çabasına giren bir şeyler…
Çünkü unutmadık…
