Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 290 defa okundu.

DİN TAMAM DA Kanunlar ne diyor

14 Temmuz’da 2 İsrailli askerin 3 silahlı Arap tarafından Kudüs’te öldürülmesi üzerine, Mescid-i Aksa’ya giden noktaya İsrail polisi tarafından ‘güvenlik’ nedeniyle eklenen metal dedektörlerin yarattığı protestolar, ne büyük sürpriz ki Türkiye’ye de sıçradı ! Cuma namazı sonrası İsrail karşıtı protestolar, taşınan Filistin bayrakları, Yahudi düşmanlığını körükleyen sloganlar ve daha fazlası !

 Aslında bizler bu tabloya daha öncesinden de alışkınız…

Hani şu ünlü Mavi Marmara sürecinin ardından…

Hatta yaşanan stresi Antakya’da dahi hissettik…

Yahudi karşıtı öfkeli sloganları duyduk…

Kadim topraklarda nefreti yükselttik…

Potansiyelimizi (!) fark ettik !

Bundan da korktuk !

Korkutulduk !

 Tam da buna dair konuşmuş Erdoğan !

Kudüs’ün Müslümanlar için niye kutsal olduğuna dair…

Ama gelişen, beslenen, ateşi harlanan öfkelerimize de dair…

 Peki, ne mi demiş ?

 “İmkanı olan herkes, bulduğu her fırsatta Peygamber Efendimizin tavsiyesine uyarak, Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki kardeşlerimize yardım göndersin. Bizler ne kadar sahip çıkarsak, gözlerini oraya dikmiş olanların işleri o kadar zorlaşır. İSRAİL ASKERLERİ postallarıyla bahçesini kirletiyor, kolayca MÜSLÜMAN KANI döküyorsa, bunların sebebi, Kudüs'e yeterince sahip çıkmıyor oluşumuzdan. Hep birlikte Kudüs'e sahip çıkalım.”

 Devam edelim…

Bundan sonrası, uyarılar bölümü…

Özellikle de ülkemizde yaşanabileceklere…

Biz gibi kadim bir geçmişi olanların mirasına…

 Ayağını DENK alması gerekenlere !

 “Ne Hıristiyan ne Musevilerle MESELEMİZ yoktur. Ülkemizde sinagog ve havralara yönelik, burada yapılmak İSTENEN saldırılara gerekli tedbirlerimiz aldık. Ufak tefek yanlışların dışında ciddi bir şey olmadı. Milletime, , çeşitli düşünce gruplarına, siyasi partilere sesleniyorum… ‘Mescid-i Aksa 'a böyle oldu, KARŞILIĞI böyle olmalı’ diye sinagog ve havralara saldırmanın bir anlamı yoktur ve bunlar bizim DİNİMİZE GÖRE yasaklanmış yanlıştır…”

 Anlamadım…

Bu kısmı anlamadım…

Anladım, ama duraksadım…

 DİNİMİZE GÖRE ne demek sahi ?

İbadethanelere saldırmayı DİN’e göre açıklamak ne demek ?

 Merak ettim… Türkiye Cumhuriyeti Ceza Kanunları ya da en başta Anayasa, insanların inanç ve ibadet ÖZGÜRLÜKLERİ noktasında ne diyor diye bakmıyoruz da, DİN NE DİYOR’a mı bakıyoruz ? Sahi ne yapıyoruz ? Ne diyoruz ? Neyi NE ile karşılıyoruz ? Kanunları bir kenara itip de, İslam uygulamasını devletin koruma alanına mı sokuyoruz ? Havralara ya da sinagoglara olası saldırıları önlemek için, İslam’ın önceliklerine mi sığınıyoruz ? Peki ya kanunlar ? Onlar NE DİYOR kısmını es mi geçiyoruz ? Olası saldırganları korkutmak için KANUNLARIN içerdiği cezaları rafa mı kaldırıyoruz ? Yoksa bu bir tür ÖNCELİK hiyerarşisi mi ?

 Yok…

Anlamadım…

Bu kısmı hiç anlamadım…

 Aslında anlamadığım çok şey oluyor bu ülkede… Belki bununla bağlantılı ya da değil, son bir dipnotla bitirelim bugünü… Değişimimizin boyutuna son bir halka ekleyelim ve noktamızı en azından bugün için koyalım…

 Geçen gün yandaş bir kanalda bir oturuma denk geldim… Hamas’ı tartışıyor konuklar ! Aslında tartışmıyor, savunuyor ! Çocuklara ve gençlere yönelik silahlı yaz eğitim kampları dahi açan Hamas’ın protestolarda ‘sadece’ taş atan bir grup olduğunun altı çiziliyor… Verilen masum mücadeleye işaret ediliyor… Eldeki aklanıyor, paklanıyor ve finalde de kutsanıyor ! Hele ki, Avrupa Adalet Divanı, Hamas'ın ‘terör örgütleri listesinde tutulması kararını’ aldığını açıkladığı bir haftada !

 Merak ettim, bu kutsama da yine DİNİMİZE GÖRE mi ?