Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 73 defa okundu.

DİK durmak Hayata NEDENLER eklemek

-
İlkokuldayken, bizim sınıfta hep şımarık zengin çocukları vardı. Okul hizmetlisinin oğlu da bizim sınıftaydı. Onu hep iter kakardık. Çok ezik ve sessizdi. Bir gün işi iyice azıtıp, onu köşeye sıkıştırdık ve mataralarımızdaki suyu kafasından döktük. Soğuktu. Üşümüştü ve titriyordu. Birden gözlerim, onun kapkara, kocaman ve acı çeken gözleriyle karşılaştı. Afalladım ve kalakaldım.

Eğer şairler birdenbire şair oluveriyorlarsa ve ben de eğer bir şairsem, işte o gün şair olmuşumdur kesin. Belki o kara ve kocaman acıdan özür dilemek için yazıp duruyorumdur…
-

Didem Madak, güzel anlatmış…

Onu okurken, kendimi düşündüm !

…sahi, ben niye yazıyordum ki ?
…yazmaya başlamama ne neden olmuş olabilirdi ki ?

Sanırım, ben de Didem Madak gibi, insan hikâyelerinde durmayı sevenlerdenim…

Bu ülkenin kadınlarında,
Bu ülkenin engellilerinde,
Bu ülkenin ötekilerinde,

Bu ülkenin, onlara verilen repliklerle konuşabilenlerinde durduğumda, vicdanımı besliyorum… Sorun şu ki, vicdan beslemek zordur, hele ki bizim gibi ülkelerde ! Çünkü işindir, KRAL ÇIPLAK demek ! ONAYSIZ konuşmak ! Ceket iliklemeden DİK durmak ! Kimseye eyvallahın olmaması hele ki !

DİK durmaktan bahsedince, akla, muhalefetteki “altı benzemez”in zirvesi geliyor, ister istemez…

Biraz da onların nedenlerinde dursak mı ?

Bundan sonrası için bir Gazeteci dostum devam etsin hatta… “Muhalefetteki ‘altı benzemez’in zirvesi, uzun zamandır beklenen toplu fotoğrafı ortaya koydu. ‘Altı benzemez’ lafını bazıları eleştiri için kullanıyor, ama… Bence birbirlerine benzememeleri dezavantaj değil, avantaj! Çünkü Türkiye’nin şu anki asıl sorunu, tektipleşme! Bakan ceketlerinden gazete manşetlerine, siyasilerin söylemlerinden rektörlerin tipolojisine kadar her şey, Saray standardında aynılaştı. O yüzden farklılıkları koruyabilmek önemli… Daha önemlisi ise farklılıkları uzlaştırabilmek… Ülkeyi bölen kutuplaşmanın karşısında diyalog kültürü geliştirebilmek… Son zirvenin önemi biraz da burada…”

6 Siyasi Partinin liderleri, 28 Şubat’ta yeniden toplanacak…

Ama bu defa daha kalabalık olacaklar !
Bu kez onlara, sivil toplum kuruluşları ve sendikalar da eşlik edecek…

Erken Seçim olur mu, bilinmez ama…

Dendiği gibi;

“Türkiye’de hem iktidar, hem muhalefet, muhtemel bir erken seçim için yığınak yapıyor…”

Hazır konu, bu mutlu (!) mesut (!) aile (!) fotoğrafındayken, bir şeyin altını da çizelim, unutmadan !

Zira zirvenin bir de negatif bir tarafı var…

Aynı Gazeteci dostumun tespiti aynen gelsin;

“…masadakilerin bir bölümünün, bugün kurtulmaya çalıştığımız yıkımın inşaat sürecinde bizzat görev almış olmaları ve bundan pişmanlık duyduklarını da açıklamamaları… Bütün suçu Erdoğan’a yıktılar! Toplumdaki, ‘Erdoğan gitsin de, her şeye razıyız’ psikolojisine güveniyorlar! Bir kısmı, son anda gemiden inmesinin, geçmişteki günahlarını unutturduğunu sanıyor! Bir kısmı, sokakta olmayan gücünü sofrada kurmaya çalışıyor!”

Anlayacağınız, eldeki son fotoğrafın ÇOK SORULU, ama HİÇ CEVAPSIZ karesindeyiz…

Peki, TAMAM mıyız ?

Yoksa, ACABA’da mıyız ?