Devlete sızanlar SIZDIRILANLAR
15 Temmuz’un anmasında durmak önemli, ama… O anmanın gerisinde kalan süreci okumak da önemli… Okurken, satır aralarına kaçanları yakalamak da… Ama tüm bunları yapmak için de, cemaatlerin, Türkiye siyasetinde NELER yapabilecekleri ya da NEYİ hedefledikleri noktasında, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) HOCA EFENDİ zamanlarını unutmamak gerek !
Tam da bu noktada… Dini (!) yapılanmaların cemaat (!) adı altında salt kalpleri hedeflemediğini söylemek, Roma’yı yeniden keşfetmeye benziyor, ki görünen köy, kılavuza çok da ihtiyaç göstermiyor !
Niye mi ?
Gazeteci / Yazar Uğur Mumcu, 1993 yılında yazdığı bir yazıda, “Tarikatlara ve Cemaatlere alınan genç çocuklar, 30 yıl sonra general olacaklar ve Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar” demişti.
Ve bir şey daha…
-
Bazı gözlemlerimiz var, altını çizmek gerekiyor... Opus Dei, bir Katolik örgütlenmesinin adıdır. Siyaset, ticaret ve din üçgeni arasında gelişir. Türkiye’de de, İslamcı ideolojiye, buna benzer yeni bir parasal kaynak bulundu. Türkiye’de, özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar, yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle, devlet eliyle laiklik yok ediliyor.
-
Gelinen noktada, durumu netleştiren isimlerden biri de, Türkiye'nin Tiflis Büyükelçisi Yazgan…
Söylediği mi ?
-
FETÖ dediğimiz terör örgütü, kendini SİVİL toplum kuruluşu olarak, bir EĞİTİM kuruluşu olarak ve DİNİ VASFI olan bir topluluk olarak tanıtan, tanıtmaya çalışan bir örgüt. Çok katmanlı, uluslararası ve GİZLİ hücrelerden oluşan, gizli GÜNDEMİ olan bir örgüt. Türkiye devletine SIZARAK devleti ele geçiremeyince, böyle bir darbe girişimi yaptı.
-
Ve durum sadece sınırlarımız içinde de değil…
-
Maalesef ve maalesef, bugün hala, Türkiye'nin komşusu Gürcistan'da ve diğer ülkelerde, bu örgüte bağlı olan insanlar sokaklarda bizim vatandaşlarımızla birlikte yürüme cesaretini gösterebiliyorlar. Sahibi oldukları işletmeler açık olabiliyor, okulları devam edebiliyor. Ve bu, Türkiye'nin ulusal güvenliğine bir tehdit olarak devam ettiği sürece bizim mücadelemiz de devam edecek.
-
O halde şunu sormak gerekiyor belki de…
Kendini… “DİNİ VASFI olan topluluk” konumunda sunan daha kaç CEMAAT ya da TARİKAT var ? Bu tür oluşumların, bugünkü devlet yapılanması içindeki etkinliği ve gücü nedir ? Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) devlete sızma noktasında kullandığı “NE İSTEDİLER DE VERMEDİK” kısmına haiz başka gruplar mevcut mu ? Bugün, hali hazırda bilinen CEMAAT ya da TARİKAT’lerin, DİN VASFI dışında üstlendikleri siyasi rolleri var mı? Peki, eğitim yapılanması içinde sahip oldukları yurtlar ya da okullar, kontrol altında mı? İzledikleri yol ya da politika, laik devlet yapılanmasına uygun mu ? Kaynakları denetleniyor mu ? Peki ya izledikleri müfredat! Biliniyor mu ?
Ne dersiniz… !
HOCA EFENDİ denen ve önünde ceketlerin iliklendiği, sahte bir imamla başlayan hikayenin kanlı bir darbe girişimine uzandığı Türkiye’de, siyasilerin, sürece ne derece dahil olduğunu ve devlete sızmaların baş sorumlusu olduklarını söylemek yanlış olur mu ? Haklısınız, OLMAZ ! Madem OLMAZ, bugünkü siyasilerin, TARİKAT ve CEMAAT ilişkisinde nerede olduklarını da soralım mı ? Sahi nasıl anlarız NEREDE olduklarını, NEREDE durduklarını, bu konuda NE düşündüklerini ?
Ramtha, buna dair der ki…
-
Bir insanı nasıl tanıyacağınızı biliyor musunuz ? Ne okuduğuna bakın… Ne seyrettiğine bakın… Duvarlarına ne astığına, raflarına ne koyduğuna, nasıl konuştuğuna, nasıl dinlediğine bakın… Yapmanız gereken tek şey, bakmaktır… Bunlar, size, onun ruhunun nerede olduğu ve neyle beslendiği konusunda her şeyi bildirir…
-
O yüzden, iyi izleyin !