Depremin Hatay'ında... OY Isteyen Bir Seçim Afişi!
Hatay'ın Antakya'sına dair bir fotoğraf karesi paylaşmış bir tanesi ! Depremin yerle bir ettiği kentin tarlaya dönmüş halinde, yarı yıkık bir bina önündeki bir elektrik direğine asılı, 'HATAY BİZİM CANIMIZ' diyen bir seçim afişi bu !
Lütfü Savaş var, o seçim afişinde...
Bir Antakyalı olarak o kadar yorgunum ki onu görmekten, hizmetsizliğinden, kavgalarından, BEN halinden, şu cümleleri yazdım o fotoğrafın altına:
"AKP'li kimliğinde Antakya'yı 1 dönem, CHP'li kimliğinde Hatay'ı 2 dönem yönettin (!) ama... Kadim şehri hiç anlayamadın... Dinamiklerini sahiplenemedin... Bu kadim toprakları simgeleyen 3 semavi dinin sembollerini meydanından indirdin... Zenginliklerini organize edemedin... Hep kavga ettin... Hep BEN dedin... Zaten bu şehrin en büyük kaybı, o yüzden, bir türlü denemeyen o BİZ oldu ! BEN'den BİZ'e sıra bırakmadın ! Deprem yorgunu kentin bu halini ise asla yönetemeyeceğini hepimiz biliyoruz aslında !
Dilerim, bildiğimiz, 31 MART sandığından da çıkar..."
Biliyorum,
...her şeye rağmen 'PARTİM KAZANSIN' deyip de Lütfü Savaş'ta ısrar edecek çok kişi var hala ama, hemen her şeyini kaybetmişlerin, artık 'PARTİM KAZANSIN DA GERİSİ TUFAN' diyecek kadar vicdansız olabileceğini düşünmüyorum !
Niye mi ?
Ben,
...bir Antakyalı olarak, vizyonu olmayanların elinde heba olan bir dünya kentinin sermayesinden nasıl olup da yendiğine şahitlik ettim yıllarca ! Tarihin ve kültürün bu kadar cömertçe kendini sunduğu bir dün hikayesinin, ne bu kentin dilini ne de dünya dillerini kullanmayı beceremeyenlerin elinde solduğuna da !
Bugün mü ?
Deutsche Welle için Alican Uludağ'a konuşan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin'i okudum tam da bu noktada ! Depremin ardından Hatay'dan 560 bin göç verildiğine dikkat çekmiş, Çinçin, "Benim endişem, göçün kalıcı hale gelmesi ! Bu durum, Hatay'ın demografik yapısının bozulmasına neden olabilir" demiş bir de ! Haklı olmasına haklı ama, kalanların da gidenlerin de hala göremediği bir şey yüzünden, bu durum en büyük sorgu noktamız, bu da bilinsin ! UMUT'tan bahsediyorum... Bu kent de insanı da çaresizce umudunu arıyor... Ancak o umudu, ne bugünün kent yöneticileri verebiliyor ne de seçilmek için HER YOLU deneyenler !
Zaten o umudun da enkaz altında kaldığını bir Antakyalı söylemiş, Alican Uludağ'a...
"Partiyi politikayı sevmem... Kim gelirse gelsin, iş yapsın... Antakya ölü, Antakya yetim, Antakya öksüz... Ama Antakya'nın ayağa kalkması lazım ! Fakat bir kere olsun çarşıya gelmedi, Lütfü Savaş ! Biz, bu kadar mı kötü bir insandık?"
Bunca eleştiriye karşın, Savaş şunu diyecek bir ihtimal... ELİMİZDE YETERLİ İMKAN YOKTU, HÜKÜMET HAKKIMIZ OLANI VERMEDİ, KAYNAKLARIMIZI SINIRLADI, Kİ ZATEN MUHALİF BİR BELEDİYEYDİK !
Ben de bugünün Türkiye gerçeğindeyim, kim ne derse desin !
Kendi adayını gösterip, hizmet için şart koşanlardayım ! Doğal gaz gibi en temel bir ihtiyacı bile BİZ VARSAK EĞER'e taşıyanlardayım ! Deprem kentini ziyaret edip de umut vereceğine, aba altından sopa gösterenlerdeyim !
Bizi yönetenlerin parti devletindeyim !
Madem halimiz bu, size de sadece tek bir soru, Lütfü Savaş...
Deprem öncesinde de yapılamayan her şey adına duyduğumuz bahanelerinizi, yüzyılın felaketinde en ağır yarayı almış bir kentte 5 sene boyunca tekrar etmek için mi adaysınız ? Devletin kaynaklarını parti kaynakları haline getirenlerle bir 5 sene daha kavga etmek için mi bunca ısrarınız ? Bizim, ne bu boş kavgalara, ne daha fazla beklemeye, ne artık olmayan zamanın kaybına, ne de SİZİN İÇİN VARIM kahramanlığına ihtiyacımız var, ama siz de haklısınız... Çünkü siz olmasanız, Hatay elden gidecek-miş ! Siz olmasanız, birlik ve beraberliğimiz kaybolacak-mış ! Siz olmasanız, Suriyeliler kentimizi ele geçirecek-miş ! Siz olmasanız, sahi nüfusun ırksal dengesini kim koruyacak-mış !?
Bence bu defa, olmayıverin, Sevgili Savaş !
Bir de sizsiz bir Hatay deneyelim !
15 sene olmuş, sıkılmadınız mı ?
Biz sıkıldık, çok sıkıldık !