Depremin çocukları... Çığlıkları Kaybolanlar...
Biri demiş ki;
"Unutmayın, seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz, size akıl verenler değil ! O yüzden, size dayatılanda değil, özgürlüğünüzde durun ! Korkuyor musunuz ? Emin olun, özgürlüğünüzü teslim ettiğiniz takdirde, sizden geride hiçbir şey kalmayacak ! İşte korkmanız gereken asıl şey, bu..."
Evet,
...bugün, Ankara'nın bir dayatmasındayız !
ÇOCUKLARI ARAMAYIN diyenlerin Ankara'dayız !
Niye mi ?
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse koca 1 sene geçti... 50 binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiği depremlerde yakılan ağıtlar mı ? Durmadı ! Peki ya mezarı dahi olmayanlar ! Kayıp olanlar ! Aransa da bulunamayanlar !
En çok da çocuklar...
Kayıp hanesine eklenen çocuklar...
Akıbetleri bilinmiyor ! Kaçırıldılar mı, bilinmiyor ! Bir yerlerde kayıt dışı bir şekilde defin mi edildiler, bilinmiyor ? Yaralı halde kaldırıldıkları hastenelerin ardından, izleri mi silindi, bilinmiyor ! Devreye, çocuğu olmayan aileler ve bunun ticareti mi girdi, bilinmiyor ! Taikatlar ve Cemaatler, bu kayıp hanesindeki çocuk kalabalığıyla ilişkili mi, bilinmiyor !
11 Ocak’ta bir açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kayıp çocuk olmadığını söylese de, bugün hâlâ çocuklarını arayan ebeveynler, onu da halının altına özenle süpürülmeye çalışılan bu durumu da yalanlıyor !
Bu, bir korku filmi değil !
Bu, bizlerin konuşulmayan gerçeği !
Konuşulmayan, konuşulması istenmeyen gerçeği !
Öyle bir ülke düşünün ki, onbinlerce insana mezar olmuş bir deprem felaketi yaşasın, depremde de çok sayıda kayıp çocuk vakası olsun, ama o ülkenin meclisi, o kayıp çocukların peşine düşeceğine, araştırma yapmak isteyenlerin önüne geçsin ! Bizler, bunu da yaşadık ! Depremde kaybolan çocuklara yönelik İYİ Parti Araştırma Önergesi, daha geçenlerde AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi !
"ARAYALIM" diyenlere, açık açık "BOŞVER" denildi !
Bize yaşatılan bu ağır şartlarda NORMAL kalmaya çalışan biri olarak soruyorum;
Derdiniz, tam olarak NE ?
Bu önergeyi reddetmekteki amacınız NE?
Sahi NE istiyorsunuz hepimizden, SUSMAMIZI mı?
Tam da bu noktada, Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan'ın dediğindeyim, en çok da reddedilen bir önergenin ışığında yapılan tespitinde...
"...depremzede aileleri ilgilendiren bu önerge, depremzedelerin çığlıkları neticesinde gündeme alınmış olsaydı, çok önemliydi... Bugün üzülerek belirtmeliyiz ki, küresel çapta meydana gelen, eskilerin deyimiyle 'şüyuu vukuundan beter bir durumla' karşı karşıyayız... Ülkemizde, 1999 depreminden bugüne hemen her dönem tekrar edilegelen çocuk kayıplarının 6 Şubat depreminden sonra da tekrarı önemli... Ne var ki, yıllardır, hele de son depremden sonra, çığlıklar sürekli örtbas edildi,.."
Yapılan şey bu mu ?
ÖRTBAS ETMEK mi ?
Peki, NEYİ örtbas ediyorsunuz ?
Neyi, kimden, neden kaçırıyorsunuz ?
Bunu, niye mi soruyorum ?
Onu da Çalışkan söylesin...
"Bugüne kadar, kayıp çocukların, kayıp yakınlarının takip edilebildiği bir ekran vardı ! Kamu bilgilendirilmesi yapılıyordu ! Kökten çözümle, bu ekranı kapatarak işi çözdüler..."
6 Şubat depremlerinin ilk 3 gününde kurtarılmayı beklerken ölüm listelerine eklenen KAÇ BİN insan var bilmiyorum ama, o 3 günün helalliğini isteyenlerin, aldıklarını sandıkları o helallikle kaldıkları yerden devam ettiklerini izliyoruz, depremzedelerin kayıplarına kapattıkları o son kapıyla en çok da ! Ama biz, siz isteseniz de istemeseniz de KONUŞMAYA, SORMAYA, SORGULAMAYA devam edip, etrafa serilen bütün o halıları TEK TEK kaldırmaya ve o halıların altına süpürülen gerçeklerin çığlıklarını havalandırmaya devam edeceğiz !
Bu, böyle biline !