Dediklerimizin özetini Erdoğan netleştirmiş
Samandağ Aknehir’deki Saint Simon Manastırı’nın UTANDIRAN çaresizliğinden Antakya Uzun Çarşı içindeki Osmanlı mirası Kurşunlu Han’a RESTORASYON (!) ile eklenen DEMİR merdivene, Habib-i Neccar Camii karşısındaki Koca Abdi Mahallesi Turan Sokak'ta ayakta durmaya çalışan tarihi bir evin geldiği son ÇİMENTOLU ve TUĞLALI halden Asi Nehri’nin kent merkezinden aktığı noktada açığa çıkan ama sessizliğin sularına gömülen bir ROMA emanetine kadar birçok başlıkta sınıfta kalan bir şehiriz…
Ama MARKAYIZ !
Hatta gastronomik bir MARKA !
Ha bire cilalanan, döküntü bir MARKA !
Ama MARKA !
Var mı ötesi ?
Atarız havaya bir tepsi künefe, o tek taklaya kendi taklalarımızı da ekler, ardından da ekmek arası sunarız gelen misafirlerimize... Zor mu ? Olmamalı ! Zaten bugüne kadar böyle gelmiş ! Bundan sonra BÖYLE GİDER kısmı için de itiraz eden olmamış !
Haklısınız !
Değişmeyiz… ! Değiştirmek isteyeni de sevmeyiz ! Sessizliğimiz de buna dair ! Görmeyen, duymayan, bilmeyen hallerimiz buna dair ! Var olan hatalarımızın bedelini ödemeden ilerleyen yolculuğumuzun maliyetinde biriken kayıplarımız buna dair !
Bir ara bir haber yapmıştık, hatırladınız mı ?
22 bin adet basılan, adı da ‘Mozaik Diyarı Hatay’ olan bir Hatay kitapçığından bahsediyorum… Hatırladık değil mi ? Hani kitapçığın 50 ve 51. sayfalarında Saint Simon Manastırı diye verilen fotoğrafın Suriye’den bir manastır kalıntısına ait olduğu, kitapçığın 61. sayfasında yer alan ve İmma Kalesi (Reyhanlı) diye verilen fotoğrafın ise BAKRAS Kalesi’ne (Belen) ait olduğu ortaya çıkan… Hatta içinde kullanılan bazı fotoğrafların Hataylı fotoğraf sanatçılarının İZNİ olmadan kullanıldığı netleşen… Eldeki skandal hatalara rağmen piyasadan çekilmeyen ! Buna dair hiç kimsenin konuşmadığı ! Hatay’ın turizmi adına sahneye çıkan mikrofon meraklısı tek bir kentlinin bile eleştirmediği ! VAR olan, ama YOK kabul edilen !
Haklısınız…
Elde HATA çok !
Peki, DÜZELTEN mi ?
SORUN da o, çünkü hiç yok !
Ne düzelten ne YANLIŞ diyen !
Ne de bunun için cesaretle ayağa kalkan ve ARTIK DURUN diyen !
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son çıkışı da, bizlerin içinde debelendiği bu hatalar zincirine dair… Fatih Belediyesi'nce düzenlenen "Kültürel Mirası İhya Restorasyon Projeleri Tanıtım Programı"nda konuşurken, bizlerin Antakya özelinde dile getirdiği bu kentin sessiz çığlığını İstanbul adına resmederken, aslında bizler adına da konuşmuş Erdoğan ve demiş ki…
“Bazı eserlerin yıkılması, zarar görmesi, hatta ortadan kaybolması gibi talihsizlikler de yaşanmıştır. Bize düşen görev, tespit edebildiğimiz ve medeniyetimiz açısından değer taşıyan her esere sahip çıkmaktır…”
Ama eklemiş de…
“Ülkemizde tüm gayretlerimize rağmen hala önüne geçemediğimiz şekilde tarih ve kültür cellatları kol geziyor.”
Haksız mı ?
Tarih ve kültür cellatları bizde de yok mu ? ‘YOK’ diyen kalksın ayağa ! ‘YOK’ diyen başlasın konuşmaya ! Ve eldeki örneklerin GÜNAHLARI için başlasın savunmaya ! Sıralasın KENDİ doğrularını ! Ardından bu yazıya başlarken sıraladığımız örnekleri ANLATSIN ! Anlatsın ki anlayalım ! Bize YANLIŞ onlara DOĞRU gelenleri anlayalım !
Yok, biliyorum…
Cevap verilmeyecek, biliyorum…
Hak verenlerse sessizce kafa sallayacak !
Ve bizler…
Devam edeceğiz…
KALDIĞIMIZ yerden !