Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı Şimdi sıra İBRAHİM GÜLER de
Son İTTİFAK hikayelerinin şekillendirdiği Türkiye tablosunda Hatay için 31 Mart sonrası nasıl olur bilinmez ama, MHP ile AKP arasındaki satranç hamleleri, giderek daha çekişmeli bir süreci de beraberinde getiriyor desek yalan olur mu ?
Açıkçası bu çekişmeden memnunum…
Oluşan rekabet tablosundan da…
Ki hem bir seçmen olarak…
Hem bir vatandaş…
Ama sormak da istiyorum !
Görünen -KÖY’den bozma KENT’imiz- kılavuz istemiyor, ama… Erdoğan’ın açıklaması sonrasında ismi sandık LİSTE’sinde ADAY olarak yer almaya başlayan GÜLER’den, eldeki şehir için bir şeyler söylemesini bekleyenlerdenim…
ADAY olması yetmiyor…
Seçilmiş olması da…
Duymak istiyorum, yapabileceklerini… Görmek istiyorum, yapmak için SÖZ vereceklerini… Hayal etmek istiyorum, DAHA İYİ sloganlarının gerçekliğini… Ardından da OY için karar vereceğim… SEN gibi, DİĞERLERİ gibi, HERKES gibi…
YORGUN, çokça VAZGEÇMİŞ, betonsal hakimiyetin şekilsizliğinde ilerleyen yaşamlarımıza BAŞKA bir şeyler ekleme ısrarındayım, biraz bundan… Bir şeylerin DEĞİŞECEĞİNİ umuyorum, en çok da ondan…
Niye mi ?
68 baharında bir duvar afişi NE der, bilir misiniz ?
“Eğer hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorsam, BEN BİR ALIĞIM… Eğer düşünmek istemiyorsam, BİR KORKAK… Ve hiçbir şeyin değişmemesinin benim çıkarlarıma olacağını düşünüyorsam, BİR ALÇAK…”
O yüzden CEVAP bekliyorum…
Her ilçe için tek tek ne yapacağı noktasında değilim, ama HATAY hikayesinin AMİRAL gemisi Antakya için söylesin önce ! Bu kentin unutulmuş kent kimliğinde TARİH, desin… KÜLTÜR, desin… İNANÇ TURİZMİ diye de eklesin istiyorum… Bir zamanlar MARKA KENT komisyonlarına boğulmuş bir coğrafyanın artık çözüme daha yakın olduğunu FISILDASIN istiyorum… Bugüne kadar YAPILMAMIŞLAR listesinde KENDİ yapabileceklerinin hesabında durup, İŞTE BUNLAR, desin istiyorum… Herkesin başka bir halay başı çektiği hayatlarımızda etrafa saçılan BEN’i, SEN’i, O’nu bir araya toparlayıp, BİZ’e dair yeni bir şeyler anlatmasını istiyorum… Bu kentin dar sokakları arasında nefessiz kalan tescilli ahşap ve taşın siluetindeki o yitip gitmişliği TOPARLAYACAĞIM desin istiyorum…
O yüzden…
Siz de ne istiyorsunuz, söyleyin !
Nasıl bir hayat hayal ediyorsunuz, anlatın !
Sadece tek bir OY’unuz var, bunu iyi kullanın !
Sizi her 5 senede 1 değerli kılanı çok iyi kullanın !
Kullanırken de, bekleyin, size anlatılmasını isteyin !
İdeolojik olmayın, siyasi davranmayın, hayatı düşünün !
Düşünün…
En çok da bunu yapın…
Çünkü…
“Ağaçları kes, toprağı betonla, betona saksı koy, saksıya ağaç dik…” şeklinde ilerleyen bir şehirde yaşamaya başladık, işte BEN BUNU İSTEMİYORUM… ki siz NE istiyorsunuz ve ne istemiyorsunuz, işte bunu DÜŞÜNÜN…
Düşünürken de SORUN !
Çok sorun, çünkü şimdi tam zamanı…
Evet…
Sorularımız çok, Sayın İbrahim Güler…
Sorgularımız çok, hatta endişelerimiz de…
Ve sıra sizin…
Konuşma sırası sizin…
Bu kente kendinizi anlatma sırası sizin…
Siz konuşun, ardından biz KARAR verelim…
Olmaz mı ?