Büyükşehir mi haklı Şoför esnafı mı
Hatay ili genelinde ‘toplu taşım’ araçlarını dönüştürmeye çalışıyormuşuz, ki bunun için de Harbiye bölgesinden başlamışız işe… Araçları yenileyecekmişiz… Daha modern şartlarda insan taşıyacakmışız… Vatandaş da MUTLU olacakmış… Şoförler de… Böylece, BÜYÜKşehir olmanın o ‘tadından yenmiyor’ haline yelken açacakmışız…
Ama deniz oldukça fırtınalı…
Eldeki o MUTLULUK adına hele ki…
O yüzden yelkenler çok işe yaramamış gibi…
Hatta denizin ortasında öylece kalmış gibi…
Aslında sorun…
Hatay büyükŞEHİR belediyesinin yaratmak istediği o MUTLULUKLA, sonuçta çıkacak olan MAĞDURİYETİN paralel ilerliyor olması… Ama bu ilerleyişi dile getiren şoför esnafının uzun bir süredir devam eden çağrılarının da boşa çıkıyor oluşu… Çözüm isterken, yüzlerine kapanan kapıların artıyor oluşu…
Tamam, Harbiye hattındaki araçları değiştirelim… Aslında buna vatandaş da memnun olur… Ki hat üzerinde çalışan kooperatifin şoförleri de buna karşı değil zaten… Konuştuklarım da bu konuda net… Ama süreç öyle bir işlesin ki, KİMSE MAĞDUR OLMASIN istiyorlar… Mağduriyet yaşamak istemiyorlar…
Zira ELDEKİ ÇÖZÜM, şoför sayısını azaltacak…
Açıkta kalacakların ne olacağına ise karışmayacak…
Peki, bu NE mi demek ?
Geride kalan Aileler demek…
Ödenemeyecek faturalar demek…
Çocukların eksilen harçlığı demek…
Bir dolmuşun parasına bağlanan umutlar demek…
Kaynayan o tek tencerenin hesabında şaşmak demek…
Ama en çok da…
Dolmuş sahiplerini dolmuş çalışanı haline getirmek demek…
Bundan sonrası mı ?
Sahi, ne olacak bundan sonra ?
Gazete haberleriyle seslerini duyurmaya çalışan Harbiyeli şoförlerin sorularına ekli cevapsızlıkları NE olacak ? Onlarla KİM muhatap olacak ? Şu ana kadar muhatap olmayanların tavrı bir CEVAP mı peki ? Bir tavır mı ? YAPTIK-OLDU denenlere ekli son hizmet algımız mı ?
Yok…
Olmamış…
Yine olmamış…
Yapmışsınız ama, OLMAMIŞ !
Çözüm diye getirdiğiniz, çözüm üretememiş…
Aslında garip olan şey şu ki… Ha bire ÖDÜL alan bir büyükŞEHİR yapılanmasının bu kadar başarılı (!) gözüken yönetim algısı içerisinde oluşan bu denli ‘insani’ bir konuda bile iletişimden kaçıyor olması, ki hesabı da ‘azaltılacak şoför sayısı’ ile netleştiriyor olması, ama o hesabın gerisinde kalan vicdani kalabalığı da kolayca unutuyor olması…
O yüzden, değilsiniz !
Bence BAŞARILI değilsiniz…
Ama ne derler, bilirsiniz…
Umut denenden vazgeçilmezmiş…
Edip Cansever’in dediği gibi…
-Bütün iyi kitapların sonunda,
-bütün gündüzlerin,
-bütün gecelerin sonunda,
-meltemi senden esen,
-soluğu sende olan,
-yeni bir başlangıç vardır…
Var olan o başlangıca Nazım’la nokta koyalım o zaman…
-Sen, bugünden yarına,
-birazcık umut sakla…