Bugüne DÜN ü yapıştıran CHP de Baykal dönemi
Didem Madak, Ah’lar Ağacı şiirinde şöyle demiş…
-
İç ses,
Bu bahsi kapa!
Biz biliyoruz ki, iç sesimize ne kadar
söylensek de, o bahisler hiç kapanmıyor…
Kısık sesle dinletmeye çalışıyor kendini…
Bu sesler çoğu zaman
pişmanlıklarımızı, hayal
kırıklıklarımızı, hatalarımızı,
keşkelerimizi, hüzünlerimizi
hatırlatıyor, nadiren de ‘iyi ki’lerimizi…
Bu iç sesler sadece ses olarak kalmıyor,
adeta bizimle yaşayan, attığımız her
adımda bizimle gelen hastalıklara
dönüşüyor…
Bazen narsisizme, bazen
depresyona, bazen ağrılara…
Bize ne yapacağımızı söyleyen,
bir şeyi sürekli düşünmemizi emreden,
hayatımızı yaşanmaz hale getiren bir şeye
dönüşüyor…
-
Siyasetin Türkiye’sindeki iç sesimiz mi ?
Biraz karışık…
Biraz kırgın…
Biraz umutsuz…
Biraz yorgun…
Biraz bitik…
Biraz tükenmiş…
Biraz vazgeçmiş…
Bunu hissedenlerin CHP’sindeyiz bugün…
Parti içi demokrasi yolunu ısrarla aşındıranlardayız…
Bir şeylerin dünden bugüne değiştiğini UMANlardayız…
Evet…
Bir taraftan, 24 Haziran’ı ve Muharrem İnce’yi ısrarla GERİSİNDE bırakmak isteyen bugünün CHP’sinin olağanüstü kurultay için imza toplayanlara yönelik İMZALAR YETERSİZ iddialarını dinliyoruz… Diğer taraftan, imza toplayanların, ‘630 delege arkadaşımız notere giderek imza verdi’ söylemlerini…
Durum, bir yazarın dediği gibi şu an…
“Bizi mutlu eden şeylerin mutlulukla hiçbir ilgisinin olmadığını anlamamız için acaba daha kaç acının ortasında kahkaha atmamız gerekecek…”
O yüzden, İnce ile aynı fikirdeyim…
“CHP’de Olağanüstü Kurultay için notere giderek imza veren kurultay delegelerimizin iradesine, isteğine sahip çıkıyoruz... Bize güvenen insanları yarı yolda bırakmayacağız... Anlık tepkilerle kimse Partiden ve Partideki görevinden ayrılmasın... Mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz…”
Yaşananlar BAYKAL’lı CHP’yi hatırlatıyor, diyenler haksız mı ? Peki, YANI BAŞIMIZDA duran demokrasiye dokunmadan geçip giden adımlarımızın geride bıraktığı Türkiye adına umutsuz olanlar ! Haksız mı ?
Erich Fromm ne güzel demiş, o YANI BAŞIMIZDAKİNE dair…
-
Her insan mutlu olamaz!
çünkü gereğinden fazla özler dünü,
hak ettiğinden fazla düşünür yarını,
ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü…
Her insan mutlu olamaz!
Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları,
hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri,
ve asla göremez yanı başındakileri…