Bu dünyaya ne yapıyoruz Peki nasıl hayatlar inşa ediyoruz
Geçen bir yerde okudum !
Ardından yaşadığımız şehre baktım…
Faklı mı, diye sordum kendime !
Farklı mı ?
Değil gibi…
Okuduğum mu ?
-
Sokaktaki köpekleri toplayıp, ağaçsız sokaklar inşa ederek kuşları kaçırdık… Yerlere asfalt dökerek; karıncaları, kertenkeleleri canlı canlı gömdük, betonla solucanları sakladık… Çiçekli bahçelere binalar; dikip, uç uç böceklerini, arıları ve kelebekleri kovduk... Havayı kirletip, martıları kaçırdık…
Şimdi ise yaptığımız sitelere; yeşil vadi, yeşil evler, yeşil tepe gibi isimler veriyoruz…
-
Sizi de gülümsetti mi ?
Garip ama, halimiz bu !
Ardından başka bir yazı daha okudum ! 2000 Guardian Kitap Birinciliği ve 2001 Kanada Ulusal İş Dünyası Kitabı ödüllü Naomi Klein’ın NO LOGO adlı kitabından, çok eskilerden bir yazı… Bugün değişmiş midir o şartlar, bilmiyorum ama… Fark etmeden yaşıyoruz, bunu biliyorum !
Şimdi gelelim o eski yazıya…
Çok fazla bilmediklerimize…
-
Endonezya’daki Nike fabrikasının kapısında silahlı güvenlik görevlileri tarafından giriş-çıkışlarda işçilere çanta kontrolü yapıldığını biliyor muydunuz?
İşverenler, molalar dışında tuvaletleri kilitli tuttuklarından, GAP, Guess ve Old Navy için kıyafet dikilen bir fabrikada terzi kadınların kimi zaman tuvaletlerini makinelerin altındaki plastik torbalara yapmak zorunda kaldıklarını biliyor muydunuz?
Ağustos 1995’te GAP’in El Salvador’daki fabrika müdürünün, sendika girişimi nedeniyle 150 işçiyi işten kovduğunu ve “Örgütlenme sürerse, fabrikada kan akacak” diyerek işçileri tehdit ettiğini biliyor muydunuz?
10 bin çocuğun belgeli köle işçi olarak işverenlere satılıp, damgalandığı Pakistan’da Nike, Adidas ve Reebok’un top üretmek için fabrikaları olduğunu biliyor muydunuz?
Honduras’ta on üç yaşından beri, Lee Gifford için kıyafet diken bir fabrikada çalışan Wendy Diaz’ın “Benim gibi küçük yaşta yaklaşık yüz çocuk var. Bazen bütün gece bizi çalıştırıyorlar. Şefler bize bağırıyor ve daha hızlı çalışmamız için azarlıyorlar. Bazen müdürler kızlara dokunuyor. Şaka yapar gibi bacaklarınıza dokunuyorlar.” dediğini biliyor muydunuz?
Honduras’ta bazı çalışan kadınların kürtaja zorlandığını, Meksika’daysa aylık ped kontrolü gibi aşağılayıcı uygulamalara maruz bırakıldıklarını, hamile kalan kadın çalışanlardan kurtulmak için işverenlerin işçilerle ortalama bir regl dönemi olan 28 günlük sözleşme yaptıklarını biliyor muydunuz?
Shell, uygar dünya olarak gördüğü İrlanda’da folk festivallerine sponsor olurken, yerkürenin başka bir yerinde, Nijer deltasındaki yoksul Ogoni halkının topraklarında petrol çıkartıp, ekonomik faaliyetleri için pürüz çıkartan kişileri Nijerya askeri gücünü kullanarak saf dışı bırakıyor.
Nike, ABD’de reklamlarında oynaması için Michael Jordan’a yıllık 20 milyon dolar öderken, Endonezya’daki taşeron işçilerine 1998 yılı fiyatlarıyla günlük bir doların altında maaş ödüyor.
ABD’de Wal-Mart’ta satılan sıradan bir Disney tişörtü, Haiti’de o tişörtü yapan işçilerin beş günlük ücretine denk geliyor.
-
Evet…
Yerelde hayatlarımız da değişiyor…
Evrenselde, içinde yaşadığımız gezegen de…
Peki, onlar mı değişiyor, yoksa bizler yavaş yavaş birbirimizi ve onları mı değiştiriyoruz ?
Hangisindesiniz ?