Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 206 defa okundu.

Bu defaki SİYASİ değil HUKUKİ

16 Nisan referandumunu kendileri için bir ÖLÜM-KALIM meselesi haline getirenlerin, HAYIR oyu vereceklere yönelik siyasi uyarı ve tehditleri günlük yaşamımızın rutini haline geldi. Peki, bizi yönetenlere EMANET ettiğimiz yaşamların TEHDİT altında olmasını NASIL bir DEVLET algısı ile açıklamak gerek ?

Bunu, Ankara’da oturan iktidar sahiplerine sorsak mı ?

Cevap verirler mi ?

Tam da bu noktada dururken…

Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili’nin, twitter hesabı üzerinden, HAYIR oyu verecek vatandaşların ÖZGÜR iradesine koymaya çalıştığı ipoteği de kaldırmaya çalışalım mı hep beraber ? Bunu yapmaya çalışırken de, “VERECEĞİNİZ OY, aynı zamanda PKK’ya destek oyudur. Haberim yoktu, demeyin. PKK, anayasa referandumunda ‘HAYIR’ çağrısı yapmış. SANDIKTA ‘HAYIR’ DİYECEK OLANLAR, PKK ile aynı muameleyi göze alıyorlar demektir. Küsmece yok”, diyen devletin bir savcısının geldiği son hali de yakından izleyelim mi ?

O yüzden aynı fikirdeyim…

Akdeniz Bölge Baro Başkanlarının kaleme aldığı bu konudaki uyarıların altına ben de imzamı atıyorum ve tekrar ediyorum…

“Referandumda yapacakları tercih nedeniyle, vatandaşlarımızın soruşturmaya uğrayacaklarını, yasa dışı terör örgütü ile özdeş olacaklarını ima eden bu anlayışın, düşünce ve ifade hürriyeti sağlamakla YÜKÜMLÜ bir yargı mensubu tarafından dile getirilmesi ÜZÜNTÜ VERİCİ bir durumdur. Kendisi gibi düşünmeyene ve yaşamayana TAHAMMÜLÜ OLMAYAN, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı bu yaklaşımla, ne yazık ki hukuk devleti YOK sayılmıştır ve özgürlüklere KELEPÇE vurulmuştur. Yargı mensupları ve kamu görevlileri, HUKUKA UYGUN davranmakla yükümlüdürler. Kamu görevlisi olsa bile, kişiler, elbette bir tercihte bulunma hakkına sahiptirler. Ama… Bulundukları mevkiyi bu tercihlerine SİLAH yaptıkları takdirde, bundan zarar görecek olan toplumsal barışımız ve hukuk devleti olacaktır.”

Sizi bilmem ama…

Merak ediyorum…

Avrupa Birliği ile müzakerelerde sürekli yeni başlıklar açılması ısrarındaki bir Ankara, sahi, HAYIR oyu verecek vatandaşların, iktidar sahipleri ve devleti temsil eden bir savcı noktasında yaşadığı BASKI ve SUÇLAMALARI nasıl anlatır masanın karşı tarafında oturanlara ? Kendi gibi düşünmeyenleri SİYASETEN ve HUKUKEN korkutan bir devlet yönetme biçimini Avrupalı mevkidaşlarına NASIL kabul ettirir ?

Şimdi SON bir karşılaştırma yapalım… !

EVET demek, MEŞRU bir hak mı ?

Evet mi ?

Haklısınız, kesinlikle meşru bir hak…

Anayasal bir hak, ÖZGÜR bir hak…

Peki ya HAYIR ?

HAYIR demek de MEŞRU bir hak mı ?

Anayasa’nın bizlere tanıdığı özgür bir irade mi ?

Vatandaş olarak, düşünce hürriyetimizin bir parçası mı ?

Bu da mı EVET !

O halde yaşadıklarımız NE ?

Bize tüm bu yaşatılanlar NE ?

Bilmiyorum ama… !

Referandum gününü çok merak ediyorum, ki NE olacağını, o güne kadar HAYIR oyu üzerinden devam edecek BASKILARI ve hatta tehdit eder gibi konuşacakları… !

Farkında mıyız peki ?

Yarattığımız ÖFKE ve NEFRET’in içinde kaybolmak üzereyiz !

Bunu mu istiyoruz ?