BİZİ TEMSİL EDENLER YA DA EDEMEYENLER
Önce özgürlükleri kaldırdık…
Ardından demokrasi ve insan haklarını…
Sosyal devlet algısını maaşlı yoksulluğa indirdik…
E zaten hukuk da kalmadı, saygı ve kabulümüz de…
Geriye kaldı LAİKLİK, ona da ihtiyaç yok deyiverdik…
Hatta Anayasa OLSA NE OLUR OLMASA diye de ekledik…
Hem de bunu Ankara’daki en yetkili ağızlardan yaptık…
Ardından DİL SÜRÇTÜ dedik, yanlış anlaşıldık da…
Ama ne dil SÜRÇTÜ ne de YANLIŞ anladık !
Final mi ?
Anayasa Komisyonu Toplantısı !
Sizi bilmem ama…
Dokunulmazlıkların görüşüldüğü Anayasa Komisyonu toplantısında bir şeyden emin olduk ki, BİTMİŞİZ, hatta iyice SIYIRMIŞIZ, kendimizi KAYBETMİŞİZ, ipleri koparmışız, OLACAĞINA VARSIN demişiz ve tetiğe de hiç çekinmeden ve düşünmeden dokunmuşuz !
Kim vurdu-ya giden mi ?
Hepimiz…
Tek tek hepimiz…
Anlayacağınız, BARIŞ’ı SAVAŞ’a çevirenlerin Ankara’sı, bu defa bir toplantıyı KOCAMAN bir UTANCA çevirdi, o toplantıdan yansıyan tüm kareler ve hatta videolar milyonlarca paylaşımla internet üzerinden dünyaya dağıldı, utanç karelerimizin her bir saniyesinde kızardık, ısrarla BU MUYUZ dedik, inanmak istemedik, ama BUYUZ, anladık… !
Umur Talu ne güzel söylemiş;
***
Derken… Oylama bile olmadan “dokunulmazlık” da kalktı: yanlış anlamadıysam, büyük iktidar, en küçük muhalefet partisine yumruklarla “dokundu.”
İnanın, memlekette bir anayasa olmasına da ihtiyaç yok.
Çünkü zaten esastan, omurgadan iğdiş edilmiş…
Çünkü dokunulmazlık daha kalkmadan dokanmak serbest…
Çünkü özgürlük adına hangi madde varsa, Çetinkaya-Karan davasındaki hapis cezası gibi, fiilen geçersiz.
Şöyle de diyebilirdik, ama artık çok geç:
Anayasalar ağlamasın!
Zaten ağlarsa anayasam ağlar, kanunlar yalan ağlar!
***
Evet…
TBMM Anayasa Komisyonu OYLADI, ama çokça KAVGA etti, hatta UÇAN TEKME attı, KÜFÜRLER savurdu, TEHDİT etti ve HDP’li Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifini KABUL etti.
Teklif, önümüzdeki günlerde Genel Kurul'da görüşülecek, ki benzer bir performansı yine bekliyoruz, hatta BU ne ki, TEKME-YUMRUK yetmez, KAFA-GÖZ dalmalar da olsun, başka başka şeyler de, KAFES DÖVÜŞÜ mü yapsak, BAHİS de oynatsak, e madem SIYIRDIK, DİBİNE vuralım madem, hani belki o en dibe vurup yeniden ve de soluk almak için yukarı çıkarız, çıkabiliriz… !
İşin ilginç tarafı, dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi kabul edilen, ardından da Komisyon’u terk eden HDP'lilerin sloganları oldu, bakın bu kısmı AÇIKÇA sevmedim, ki olmadı, hatta hiç olmadı, ÖZGÜRLÜK ve MÜCADELE derken bu EKLEME uymadı, "Biji Serok Apo" (Yaşasın Başkan Apo) sloganları verdiğimiz OY’un karşılığı olmadı, en azından ben SEVMEDİM, SEVEMEDİM…
Bir şeyi daha sevmedim…
CHP, MHP ve AKP'nin ORTAK oylarıyla, İFADESİNİ !
Hadi MHP’yi anladım anlamasına da, CHP oyları neden oradaydı ?
HALKIN oyları ile seçilmişler Meclis dışına atılırken NE yapıyordu ?
Yapılanın karşısında durması gerekirken yanında durmak da NE oluyordu ?
Yok…
Anlamadım…
Ama çok yoruldum…
Bu MECLİS’ten çok yoruldum…
+18 halinin utancından çok yoruldum…