Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 123 defa okundu.

Bir Sözleşme Milyonlarca kadın

-

“Önemi olmayan budalalıklarla kaybedecek zamanın olmamalı... Ciddi bir yaşam sürmelisin... Saçma sapan filmlere canın çekse bile gitme, ucuz gazeteleri okuma, radyo ve televizyondaki aptallıkları dinleme, havadan sudan konuşarak zamanını boşa harcama, yaşamını kullan…”

John Fowles’in Koleksiyoncu’daki yol haritasındayım ben de… Yaşamımı kullanmaya, değerli kılamaya çalıştım hep… İnandıklarım için yürüdüm, direttim, istedim ama… Önce babam durdurdu beni, “daha fazla okuyup başımıza bela mı olacaksın” dedi bir keresinde hatta… “Kız tarafı fazla konuşmaz, hafifliktir öylesi” demişti bir de… 18 olduğumda, “isteyenin çok, hadi şanslısın” dendi bana… ŞANS ! Ne şansıydı ki o ? Beni isteyenler kimlerdi ki ? Hem ben okumak istiyordum… Onca ‘Teşekkür’ ve ‘Takdir’, elbise dolabımın bir kösesinde kaldı hep… Ve o ŞANS denilen, bir gün ailesi ile beraber geldi evimize… Babam, “Allah’ın izniyle…” diyenlere, “hayırlısı” dedi demesine de… Onca İZİN arasında kimse “SENIN RIZAN VAR MI” diye sormamıştı ki bana !

Yoktu…

Rızam yoktu…

Hiç de olmadı…

Yediğim dayaklardan, ilk çocuğumu 20 yaşımda düşürdüm… Ardından, bir ikinci için gözümün içine baktılar ama… Olmadı ! Kusurlu bir kadındım, ki dayağın nedeni de bu oldu hep… Kollarımdaki morlukları, uzun kollularla kapatıyordum… Boynumdakilere de eşarpla bir çare bulmuştum… Fularla sarıyordum; korkularımı, yediğim her darbeyi, evimin dört duvarı arasında kendime ait gözyaşımı, bir yerlere kaçamayışımı…

25 yaşımda…

BOŞANMAK İSTİYORUM, dedim…

Şiddet, içen bir koca, bana ŞANS diye sunulan bir hayat…

Ve artık yok…

Bir iş kazasında öldü…

Ölümüne üzülmedim, hem de hiç…

Hatta ilk duyduğumda, garip bir rahatlamaydı o an ki halim…

Kurtulmuştum…

Şimdi mi ?

Ben gibi şiddet gören kadınlar için çalışıyorum… Kendi dört duvarları arasında, onlara ŞANS diye sunulan kocalarının onlara yaşattığı cehennemi en iyi bilenlerden biri olarak, sorularının cevapsızlığında kalan tüm kadınlar için çözüm yaratma uğraşındayım…

Birçoğunun dönebileceği bir ailesi yok…

Ama geriye dönüp de baktıklarında, onlara kapanan hep bir kapı var…

Para yok…

Diploma yok…

Özgüvense hiç yok…

Tüm bunlar için onlarlayım…

Ama bunu yazma sebebim… KADINLAR için anlamlı bir yasadan geri adım atan bir ülkenin kadınlarından biri olarak, KORKUYORUM… KADINLAR için atılan bir imzadan geri adım atan bir Ankara’dan KORKUYORUM… Kendi ülkemin ev sahipliğinde ortaya konan bir kadın hassasiyetine konan NOKTA için KORKUYORUM…

Bunu size yazarken, korkularımı paylaşmak istedim…

ŞANS diye dayatılan bir hikâyeden nerelere savruldum, bunu da…

Ben gibi kadınlar için gerçek bir ŞANS yaratacak bir sözleşme, parmaklarımızın arasından kayıp giderken NE düşünmeliyim, siz söyleyin…

-

Evet…

Bugün bu sayfa, bir kadına ait olsun istedim… Onlardan gelen kelimelere ait olsun istedim… Bir Sözleşme deyip geçmemek, o sözleşmenin, MİLYONLARCA KADIN anlamına geldiğini söylemek istedim… Bu ülkenin, KORKUYORUM diyen kadınları var, bunu da…

Ve çekilen imzayla, o korkunun derinleştiğini de…

Düşünün…