Bir elin verdiğini Diğer el görmese
Hepimiz yardım yaparız…
Az ya da çok…
Bazen sokakta bizi yolumuzdan çeviren yoksul bir çift gözün bakışına vicdan ekleyip cebimizdekini paylaşırız, karnının açlığına dayanamayıp yemek ısmarlarız… Bazen, eskitmeye fırsat bulamadıklarımızın başkalarının yenisi olabileceği duygusallığında, hayatın bizlere verdiklerini pay yaparız… Soframızı açar, ekmeğimizi bölüşürüz…
Peki, hiç düşündünüz mü ?
Bir elin verdiğini öbür el görmesin, deriz hani…
Niye dediğimizi hiç düşündünüz mü ?
Dediğimizin ne anlama geldiğini…
Ne denli derine indiğimizi…
O derinde ne olduğunu…
Anlamını…
Sanırım herkesin buna ekleyeceği bir cevap var… İki elin yardım hikâyesindeki vicdanın fısıldamasına kendinden ekleyeceği kelimeleri var… Ama alçak sesle… ki amaç kendini göstermek değil zaten, ama bir yaraya merhem olmak... herkes görsün, işitsin diye yapılan yardımın anlamsızlığındayız çünkü… asıl gaye, yardımı alacak kişinin MAHCUBİYETİNE neden olmamak çünkü…
Ne güzel demiş Özdemir Asaf…
Servetin her aşaması yeni bir yaşam biçimi gerektirmelidir,
kültürde ve insan sevisinde…
Ötesi paralılıktır,
zenginlik değil !
Haksız mı ?
Değil…
O yüzden fark etsek mi ne kadar derine indiğimizi, o derine ekli manayı… Es geçmesek ufak dokunuşları ve fısıldamaları… Yüksek sesle değil, ama alçak tondaki sarılmaları… Yaşamı paylaşırken ki vakur duruşu…
Niye mi konuşuyoruz tüm bunları ?
Bir haber okudum geçen gün…
Aslında servis edilmiş bir yardımı…
Bir elin yaptığını, ama diğer tüm ellerin öğrendiğini…
Öğrensinler diye ses tonumuzu en yüksekten seçme tercihimizi…
Okurken utandım ama, sıkıldım hatta, üzüldüm ve düşündüm…
NİYE diye sordum, NEDEN diye ekledim…
Evet…
Bizlere SERVİS edilen YARDIM haberinde, Hatay Büyükşehir Belediyesi ‘Sosyal Doku’ ekibinin yardım çalışması paylaşılmış, “Yardım ekipleri, İl'in 15 ilçesine, en ücra yerlere kadar gitmek suretiyle yardımlarını ulaştırıyor. Gıda paketleri araçlara konuluyor, personel aracılığı ile de imza karşılığı İHTİYAÇ SAHİPLERİNE teslim ediliyor” diye de eklenmiş… Haber’de, yardım alanlar “YARDIMA İHTİYACI OLAN AİLELER” diye verilmiş… Ama YANLIŞ olan, FOTOĞRAFLANMIŞ… Yoksulluğun çaresizliğinde yardımı alan ELLER diğer ellerce AFİŞE edilmiş, ki keşke o BİR EL diğerini habersiz bıraksaymış… Bir elin verdiğini öbür el görmeseymiş… OLMAMIŞ… Bu yapılan HİÇ olmamış…
Ne güzel demiş Uğur Mumcu…
“Oysa ne yoksulluk ne de haksızlık ‘kader’ değildir. Yoksulluğun ve haksızlığın nedenleri vardır. Bunları birer birer saptayıp toplumun önünde haykırmak gerekiyor…”
Belki de o güne kadar o İKİ ELİN HİKÂYESİNDE biraz daha dikkat etsek iyi olacak…
Olmaz mı ?
Olsun…
Olduralım…
Daha fazla eksilmemek için, eksiltmemek için…