Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 184 defa okundu.

Bir 16 Eylül de bitti Peki unuttuk mu Tarık Akanı

-

Neredeyse hepimizin, fazlasıyla ve mütemadiyen içe dokunan kelimeleri var artık... Dokunaklı kelimelerle doldu taştı her yanımız... Nereye koyacağımızı bilemediğimiz ve bilemeyeceğimiz kadar çok…

-

O yüzden, geride kalan 16 Eylül’ü bir kez daha dünün kelimeleri ile hatırlayalım istiyorum… Yeşilçam’ın Tarık Akan’ını ölüm yıldönümünde unutmayalım istiyorum… Omuzladığı ülke gerçeklerini… Sürü ve Yol filmlerinde ortaya koyduğu Türkiye’nin diğer yüzünü… Gezi sürecine eklediği cesareti… Aldığı her nefese kattığı insanlığı…

Ne demişti Rutkay Aziz ?

-

Tarık, Türkiye’nin Tarık Akan’ı. 
Ama benim Bakırköylü, devrimci, canım ciğerim arkadaşım.
Onun veda edişiyle bizden de bir parça gidiyor…

Hep emeğin yanında yer aldık.
Onurlu, gururlu, kavgacı bir adamdı.

3 şeye toz kondurmazdı:
Mustafa Kemal Atatürk, Nazım Hikmet ve İlhan Selçuk.

Tarık Akan, sadece filmleri ile değil, 25 yıldır yetiştirdiği öğrencileriyle birlikte aydınlık Türkiye’ye doğru koşuyor. Dünyanın bütün ışıkları onun yakışıklı yüzünde yansıyacak…

-

Ve Atilla İlhan’ı hatırladım bir kez daha…

“SEVMEK için geç, ÖLMEK için erken” demiş ya…

Halimizi anlatmış sanki…
Sevmeyi hep erteleyen bizleri anlatmış sanki…
Erteleyemediğimiz ölümlerimizi anlatmış…

Peki ya siz !

Hiç sordunuz mu kendinize ?

İLKİ için bu kadar geç kalanların coğrafyasında İKİNCİSİ neden bu kadar çok diye !

Bunu soran çok…
Kendine, diğerlerine…

O gün o Sahne’de biri daha vardı…

Bunu soran…
Sorarken de, yitip gidene kelime kelime yürek ekleyen biri…

O konuşsun bugün…
Tarık Akan’ın arkasından atıp tutanlara gelsin…

-

İzlediğim, izini doğru bildiğim…
Dinlediğim, dinlemekle içimi temizlediğim...
Sevdiğim ne çok insan oradaydı…
Sesi ve sözüyle bir kez daha devleşen Rutkay Aziz…
Okuduğunu hem yaşayan hem yaşatan canım Genco Erkal…
'Yiğidim Aslanım'ı ne çok hak ettin bakışıyla Zülfü Livaneli…
Tok sesi titreyen Orhan Aydın…
Dizelerine hayranken, birebir tanıdığımda nutkumun tutulduğu,
merhabasını yanıtlayamadığım Ataol Behramoğlu…
Sihirli notalarıyla Fazıl Say...
Ve daha birçok vefalı yürek daha...
Sevdiğim, sevmekle onurlandığım ne çok değer…
yüzüne, gözüne, duruşuna, sözüne aşık olduğum
bir değeri uğurlamak için oradaydı...
‘Hadi kalk, kalk bir bak’ demek geçti içimden…
Bak neler oluyor…
Kalk…
MADEN'den çık, KANAL'ı geç,

SÜRÜ'yü derman ebeye emanet et…
ADAK adadık PEHLİVAN ödül alsın diye...
BİR AVUÇ CENNET çıkar belki ACI DÜNYA'dan…

DEVLERİN ÖLÜMÜ mü olurmuş ?
DELİ DELİ OLMA, hadi kalk…
SEV KARDEŞİM de bize yine, CANIM KARDEŞİM de...
MAVİ BONCUK dağıt...
HABABAM SINIFI gibi toplandı bak BİZİM AİLE…
Damat Ferit, bi SES versene...

Öyle olsun bakalım, sevgili dayım, arkadaşım...
Çok ama çok sevdim seni, veda etmeyeceğim yakışıklım,
Sadece, gittiğin yerde huzurlu ve mutlu ol diye dua edeceğim...

-

Haklı…

Asla unutulmayacak…

Allah rahmet eylesin…