Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 470 defa okundu.

Bilinmeyen Bir Dilde... Ser Seran Ser çavan'mış!

Geçenlerde izledim de, 

...Güngören Diyarbakırlı Hemşehri Buluşması Programı’na katılan, eski Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, AKP'nin 31 Mart İstanbul adayı, Kürtçe konuşmuş ! O da yetmemiş, poşu bile takmış !

2011 / 2012 yıllarına baktığınızda, karşınıza sık sık, POŞU denen geleneksel Anadolu erkek örtüsünü taktıkları için haklarında polis tarafından TERÖR başlığında işlem yapılanların haberleri çıkıyor, ki şu geçiyor hemen aklınızdan, "NEREDEN NEREYE" diye !

NEREDEN geldiğimizi biliyoruz da, NEREYE gidiyoruz, bakın bundan çok emin değiliz ! En çok da, KÜRTÇE konuşup SEMPATİK gözükmeye çalışan Murat Kurum'un, bugün bile, halkın meclisi denen TBMM'de KÜRTÇE konuşulduğunda, ifade edilenlerin BİLİNMEYEN BİR DİL notuyla kayıtlara geçirildiğini bildiği halde yaratmaya çalıştığı o MUTLU / MESUT Türkiye fotoğrafından !

Peki, Kürtçe anlamı BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE demek olan "Ser seran ser çavan" deyince, ne oluyor, merak ettim ! Partisinin, 22 senedir yönettiği bir ülkede, halkın meclisi TBMM'de dahi tanınmayan, hatta kullanılması kabul görmeyen bir dille onu dinleyen Kürtleri selamladığında, ne değişiyor, en çok da bunu !

Ben değil, DEM Parti Erzurum Milletvekili / Hukukçu Meral Danış Beştaş desin, denilmesi gerekeni...

"AKP’nin İBB adayı hem dilimizi tanımayacak, hem bizi yok sayacak,... İktidar, Kürtlerin tüm hakkını gasp edecek... Daha dün, Kaymakamınız, Kürtçe tiyatroyu yasaklayacak, sonra da sahnede Kürtçe konuşup halay çekecek öyle mi ?!.."

Ankara'dan bu ülkeyi yöneten AKP / MHP kanadından bir tanesi şunu der mi bize; "TBMM kayıtlarına BİLİNMEYEN BİR DİL diye geçirilen Kürtçe adına da bu dilin sahiplerinden de şu ana kadar yapılanlar için özür diliyoruz..." Haklısınız, DEMEZLER ! Demedikleri gibi, BİLİNMEYEN BİR DİL olan Kürtçe'yi bir güzel kullanıp, istedikleri zaman resmi kurumsal kayıtlara da BİLİNİR BİR DİL olarak geçirirler ! 

Bugünün Türkiye'sinin ÖTEKİ (!) denene bakışı, 1991 Türkiye'sinden farklı olmalı... 

O sene TBMM'de yemin eden Kürt Milletvekillerinin Kürtçe ısrarıyla neredeyse birbirine giren bir Meclis tablosu bugün artık yok, demek isterdim, ama hala var ! O yüzden unutmadık, 1991 Türkiye genel seçimleri sonrasında, yemin töreni sırasında, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin Diyarbakır listesinden seçilen Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin, Milletvekili yemin metnine ek Kürtçe sözler söylemesiyle oluşan 6 Kasım 1991 tarihli siyasi krizi ! Unutmadık, Türkçe yeminin ardından Kürtçe söylenen, "Bu yemini, Türklerin ve Kürtlerin kardeşliği için ediyorum" sözlerini !

Anlayacağınız, siyasetin özgürlüğünü KENDİNE MÜSLÜMAN haline getirirseniz, o da olmuyor, Murat Kurum !

Ben, istediğimde KÜRTÇE konuşurum ve bu da ÖZGÜRLÜK dersen, ama diğeri, en özgür olması gereken yerde, halkın meclisinde Kürtçe konuştuğunda ya da tiyatro sahnesine kendi ana dilini taşıdığında, bunu vatana / millete ihanet ve hatta hıyanet diye yorumlarsan, olmuyor ! İşte o zaman, istediğin kadar SER SERAN SER ÇAVAN de, değişmiyor !

Eğer durum gerçekten de BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE'yse, Murat Kurum, TBMM kayıtlarına hala BİLİNMEYEN BİR DİL olarak geçen KÜRTÇE için özgürlük zamanı ! Bu ne bugünün DEM Partisi için, ne siyasetin Kürt kanadı için, ama Anadolu'nun barındırdığı halkların kadim kardeşliği için !

Bu, sadece Kürtçe için de geçerli değil !

Unutmadık, TBMM'nin tek Süryani üyesi, DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan'ın, Meclis kürsüsünden, ana dili Süryanice yaptığı Noel mesajına verilen tepkileri !

O yüzden, Sevgili Murat Kurum, hep dedikleri gibi;

Eger hûn nebin yek, hûn ê herin yek bi yek....