Benim Türkiye’mde… YARGILANIRLARDI!
Adaleti çokça tartışan, hatta varlığını sorgulayanlarız son yıllarda… Alınan kararları en çok da ! Geciken tahliyeleri hatta ! Olmayan bir suçtan yaratılan dava süreçlerinin masumiyetinde de duruyoruz ara ara !
Kördüğüm olmuş bu tabloda garip hikayelerimiz de yok değil !
Hatırlıyor musunuz,
…İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, kendi sorumluluğundaki Kartal Anadolu Adliyesi’nde yaşanılanları bir mektupla Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) bildirdiği zamanları, HSK’ya gönderdiği yazıda bazı ve hâkim ve savcılarla ilgili “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını dile getirdiği tarihleri, ki ardından bu haberlerin YAYIN YASAĞI talebiyle bıçak gibi kesildiği Türkiye gerçeğini ?
Tamam,
…konuşmayalım !
…sormayalım da !
…tartışmayalım da !
…eleştirmeyelim de !
Ne olacak o zaman ?
Gerçek deneni halının altına süpürdüğümüzde, nasıl olacak ? Nasıl bir gerçek (!) yaşayacağız ? Kimin kurguladığı gerçeğin nefesini içimize çekeceğiz ? En kötüsü de, ASIL gerçeği bulmak için elde kazma kürek ısrarla kazmaya devam edenler ! Onlar, karşılarında nasıl bir Türkiye bulacak sahi ?
Benim Türkiye’m nasıl olmalı, biliyor musunuz ?
Ben, bir depremzedeyim… Hatay’ın Antakya’sından! Aradan geçen 9 ay bile öfkemi bitirmedi ! O 9 ay bile sakinleşmeme yetmedi !
Niye mi ?
Yok olan bir şehirden bahsediyoruz, ölen binlerden, yaralanan on binlerden, yıkılan evlerden / işyerlerinden, hayata kaldığı yerden devam edemeyenlerden, mental sağlığı o yok oluşun enkazı altında kalanlardan, kader planının bir parçası ilan edilenlerden, müteahhitler dışında tek bir suçlu bile bulunamayanlardan, afet çadırları alenen başkalarına satılanlardan, kayıplarını bugün bile aramaya çalışanlardan, az hasarlı evleri ve eşyaları hırsızların talanına kurban edilenlerden, kışı geçirsinler diye onlara verilen konteynerlerinde standardı tutturulamayanlardan, yıkılan evlerine yeniden sahip olabilmek için devleti tarafından borçlandırılmaya çalışılanlardan…
En kötüsünü en sona sakladım !
Böyle bir zamanda, kana bulanmış enkazların altından uzanan elleri tutması gerekenlerin, sorumlu oldukları kenti gözlerimizin içine baka baka terk etmesinden bahsediyorum ! Herkes unuttu mu, yoksa gündemden mi düştü bilmiyorum ama, bence YARGILANMALILAR ! Hatay’ı o halde bırakıp da giden Valisi de, İl Sağlık Müdürü de YARGILANMALI !
Haklısınız, yaşananlar bu değil…
Ankara, çöken / kullanılamaz hale gelen hastanelerin şehrini hiç tereddüt etmeden terk eden kentin İl Sağlık Müdürü’nü, seçim uğruna çıktığı yoldan geri bile çevirmedi ! Ne ona ne de Valilik makamında oturması gerekene SEN NE YAPIYORSUN bile demedi ! Aksine, yükselen tepkilerin ardından iktidar partisinden aday olamayan İl Sağlık Müdürünü ödüllendirircesine önce Bakanlığı bünyesine aldı, ardından da bir başka hastanenin başına getirdi ! Yıkılan bir kentin hastanesiz kalan insanlarını terk edene, bir başka şehirde hastane emanet etti ! Sizi bilmem ama, bir İNSAN olarak, şu yazdığım şeyler bana gerçek üstü geliyor ! Bir korku filminin replikleri gibi ! Ama değil ! Her bir detayıyla bizim hayatımız ! Bizlere yaşatılan, bizlere dayatılan bir hayat ! Adaleti kendi içinde toz olup rüzgara karışmış bir hayat !
Depremin ardından geldiğim Ankara’da, sorumluluğu altındaki Hatay’ı terk eden o isimle göz göze geldiğim anı hatırlıyorum da… Başka zaman olsa, saygı gösterip selam verirsiniz, hatta hal hatır sorarsınız, ama olmuyor ! Yaşadıklarınız buna izin vermiyor !
Yaptığım, o bana bakan gözlere boş boş bakmak oldu o an, ta ki kafasını çevirinceye kadar !
Bu insanların, sorumlu oldukları kenti öylesine terk edip kendi hayatlarına odaklanmasının rahatlığını izledikçe, HAYAT denen şey BU OLMAMALI diyorum kendi kendime… DEVLET denenin işleyişi BU OLMAMALI diyorum…
O yüzden,
…benim hayalimdeki Türkiye, bu insanları da, bu insanları geri çevirmeyen, aksine ödüllendirenleri de YARGILAYAN bir Türkiye ! Depremin daha ilk haftasında, koca bir rezidansın yıkıntıları altında kalanlar daha çıkarılamamışken, o trajedinin karanlığı içinde insanlar acıdan kıvranırken, enkaza dönenin mimarını öven aynı kentin belediye başkanını da o aynı İNSANLIK adına suçlu ilan edecek, YARGILAYACAK bir Türkiye !
Hatta,
…benim hayalimdeki Türkiye, bizlere tüm bunları yaşatanlara selam bile vermeyecek bir Türkiye ! Tavrını korkmadan ortaya koyacak bir Türkiye ! Enkaz altında kalanların adalet isteyen ruhlarının ağırlığında, o adaleti hafife alanları tek kalemde silecek bir Türkiye !
Merak ediyorum, sizin hayalinizdeki Türkiye nasıl bir Türkiye ki, bu insanlar bugün bu kadar özgür, bu kadar rahat ?