Ben bir yatırımcı olsam
-
Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen GYODER Uluslararası Yatırımcı Toplantısı’ndayım… Türkiye’den gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yi dinliyorum… Kafamda bir şeyler var ama… Sorular da var ! Yatırıma uygun alanlardan çok, karşımda nasıl bir ülke var, en çok da bu !
Cevap, Bakan’ın kendisinden geliyor ama…
Resmedilen ülke adına daha çok düşünmeme neden oluyor !
Biz gibi yatırımcıların en sıkıntılı süreci, hiç bilmediğimiz bir ülkenin karşımıza çıkartacağı bürokrasi oluyor genelde… Öyle ki, çokça zaman kaybediyoruz, ki kaybedilen zaman da çoğu zaman para demek oluyor !
O yüzden de Bakan’ın söylediği şey, aslında hepimizi mutlu edecek bir şey aynı zamanda…
Dediği mi ?
“Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun... En sevdiğim konuda, şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir ! Hep beraber kavga edelim ! Bürokrasiyi al aşağı ederiz ! Arkamızda Cumhurbaşkanımız var, rahat olun ! Mevzuatı da değiştiririz ! Cumhurbaşkanlığı sistemi içerisinde hızlı bir adım atıyoruz…”
Güzel demiş demesine de…
Kendi içinde her an kavgalı bir devlet sistemi de sunmuş, Sayın Bakan !
Kendi işleyişinde, ona kaybettiren bir bürokrasi sınıfı olduğunu da itiraf etmiş !
Bunun itirafında dururken de AL AŞAĞI etme gibi bir yolu takip etmiş !
Hatta KAVGA davetinde bile bulunmuş !
Peki, bir hukuk devletinde, böylesi bir durum normal mi ?
Bilemedim…
Kavganın da içine dahil edildiği bir yatırım daveti için, bilemedim…
-
Geçen gün bana gelen bir e-posta mesajından, bu ifadeler…
Haklı…
“Kendi bürokratını alaşağı etmek için yabancı yatırımcıyı kavgaya çağıran bir Bakan, Cumhuriyet tarihinde görülmemiştir herhalde…” diyen kadar hem de !
Yine de merak ediyor insan !
Bir Bakan, kendi devlet sistemini, işleyişini, dışarıda onu hiç bilmeyenlere ya da zaten ön yargılı olanlara anlatırken, niye KOZ verir ? Açık açık “SORUNLUYUZ” demiş aslında ! Bu durumu GÖZE ALIN, öyle gelin, diye de eklemiş bir bakıma !
Peki,
Bunu, dürüstlük olarak görüp de ALKIŞLAMALI mı ?
“Devlet kimlerin eline kaldı” deyip de uzun bir ‘ah…’ mı çekmeli ?
Aslında eldeki tabloyu Türkiye açısından SIKINTILI hale getirenler noktasında Bakan yalnız değil !
Mesela, 2021'in ilk gününden bu yana devam eden Boğaziçi Üniversitesi protestolarında, Rektör Naci İnci’yi protesto ettikleri için 5 yıldan 25 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan 14 öğrencinin davası… Üçüncü Gezi davasının 22 Nisan’a ertelenen altıncı duruşması ve Osman Kavala tartışması… Adana’da Furkan Vakfı’nın yürüyüşüne müdahale eden polisin soruşturmaya neden olan, bol biber gazlı şiddet görüntüleri… Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından düzenlenen Nevruz kutlamalarının finalinin Diyarbakır adresinde gözaltına alınan 298 kişi...
Kim bilir,
…belki de,
Hep beraber kavga edelim !
Bürokrasiyi al aşağı ederiz !
…diyen Bakan da böylesi bir tablodaki ülkeye davet yaparken, “aksi nasıl davranayım ki” demiştir !
Haklısınız !
Bugün biraz gerginiz…
Kahve mi içsek ?
Çok mu pahalı ?
Çay da olur…
Şekersiz…