Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 225 defa okundu.

Bakan GÜZEL konuşmuş Ama EKSİK konuşmuş

“En ağır yükü aramıştın ya, işte KENDİNİ buldun… Şimdi de atamıyorsun o KENDİNİ sırtından…”

 Söyleyen haklı…

 En ağır yüktür gerçek KENDİN !

Kabul edip BURADAYIM deyişin !

Ardından hayata dair tüm o adımlayışın !

 Geçen gün konuşan İçişleri Bakanı’nı dinlerken aklıma geldi… Hele  ki sözlerindeki heyecanı izlerken ve inanarak dillendirdiği kelimeleri takip ederken ! Nerede mi konuşmuş ? İzmir Valiliği ev sahipliğinde İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen 'Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı'nda…  Demiş ki, “Hem terör hem de uyuşturucu ile mücadeleyi eşzamanlı olarak sürdürmek zorundayız. Çünkü iki canavar da birbirinden beslenmektedir…” Eklemiş de… “Bazen diyorum ki, BİLDİKLERİMİ BİLSENİZ gece sabaha kadar uyumazsınız… Türkiye böyle bir konuda tehdit altındadır."

 Tehdit…

 Haklı…

Hele ki öfkesi ve heyecanı konusunda…

Ki durum en çok çocukları tehdit ediyor…

 Ama dedim ya, KEŞKE…

 Hükümet üyesi bir tek kişi çıkıp da keşke BENZER bir korkuyu ve öfkeyi ha bire gündeme gelen CEMAAT yurtları noktasında yaşananlara da ekleyebilseydi… Toplumda oluşan soru işaretlerini omuzlayıp, TACİZ ve TECAVÜZ kelimelerini ÇOCUK masumiyeti ile yan yana koyan İĞRENÇLİK için de KÜRSÜ’ye çıkıp seslerini yükseltebilselerdi ! Hatta bu konuşmaya KADIN CİNAYETLERİ’ni de ekleyebilselerdi !

 Hani Bakan demiş ya…

 “Bazen diyorum ki, bildiklerimi bilseniz, gece sabaha kadar uyumazsınız…”

 Peki ya o yurtlarda TACİZ’i ve TECAVÜZ’ü yaşayan çocukların bildiklerini bilseniz, bildiklerini birebir dinleseniz, siz uyuyabilir miydiniz ? Şiddetin her türlüsünü evliliğinde de boşanmış hallerinde de yaşayan, bedeninin her noktasında o şiddetin acısını derinliğine yaşayan kadınların korkusu ile göz göze gelseniz, uyuyabilir miydiniz ?

 “Kendinle barış, geçmişinle yüzleş, hatalarını kabullen… KEŞKE deme artık… Bırak yanlışların büyütsün seni, tecrübe olsun yaşadıkların...” diyende durup da kendimizi dinleme ve görme zamanı belki, ne dersiniz ?

 Finali, tüm o KEŞKE’ler için yapalım mı ?

Birisi fısıldasın tüm o KEŞKE’lerin ötesini…

 Ve desin ki…

 Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,

İkincisinde daha çok hata yapardım !

Kusursuz olmaya çalışmazdım, sırtüstü yatardım...

Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar…

Çok az şeyi ciddiyetle yapardım !

O kadar temiz olmazdım, daha çok risk alır,

daha çok seyahat eder, daha fazla güneşin doğuşunu seyreder,

daha çok dağa tırmanır, daha çok nehir aşardım...

Görmediğim yerlere gider, daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim!

Problemlerim daha gerçekçi olurdu,

hayali problemlerim ise daha az.

Hayatın her anını gerçekçi ve üretken yaşayan insanlardandım...  Elbette mutlu anlarım oldu, ama yalnız mutlu anlarım olmasına çalışırdım…

Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten...

Anlar, sadece anlar.

Siz de ''anı'' yaşayın, ''şimdi''yi yakalayın…

Termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi ve paraşütünü almadan

dışarıya çıkmayan insanlardandım…

Eğer yeniden başlayabilseydim, daha hafif seyahat ederdim…

Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda ayakkabılarımı fırlatır atardım...

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla…

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım...

Bir şansım daha olsaydı eğer.

Ama şimdi seksen beşimdeyim ve biliyorum ki...