Bakan Avcı mektup yazmış Şimdi sıra bizim mektupta
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, New York Times gazetesine tam sayfa bir ilan vermiş geçenlerde… Aslında ilan da değil, bir mektup… Anadolu’dan kaçırılan tarihe dair bir mektup… Yaşanan talana ve tarihi eser kaçakçılığına dikkat çeken bir mektup… Ülkemizden yurt dışına kaçırılan Kilia tipi heykelciğin New York'taki bir müzayedede satışa sunulmasına ilişkin bir mektup…
Denildiğine göre, New York'taki ünlü müzayede evi Christie's tarafından bir ay önce bu söz konusu tarihi parçanın satışa sunulacağı bilgisini alan Bakanlık, esere yönelik kapsamlı bir araştırma ve inceleme süreci başlatmış.
Ardından yapılan incelemelerde, Kilia tipi heykelciğin Türkiye kökenli olduğu ve yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılmış olduğu ihtimalinin yüksek olduğu tespit edilmiş… Durum böyle olunca da, satışa sunulacağı müzayede evi ile iletişime geçilmiş, eserin satıştan çekilmesi istenmiş…
Ama talep kabul görmemiş !
Ve hukuki süreç başlatılmış...
Merak ettim…
Aslında hayret ettim…
Eldeki o çabaya ve ısrara… !
En çok da sorumluluk duygumuza… !
O yüzden, biz de kendi mektubumuzu sunalım mı, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya ? Tabi New York Times’da ve TAM sayfa değil… Ama eldekinden damladığı kadarıyla… Gerçeğinin kalan kısmıyla… Sloganlar arasına sıkıştırılmış bir kentin uzun zamandır bastırılan çığlığıyla...
Mektubumuzun başlığı, SAINT SIMON, Sayın Bakan !
New York Times'da tam sayfa olarak yer alan mektubunuzda, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, kayıp eserlerin Anadolu'daki köklerine dönmesine yardımcı olan kurum ve kuruluşlara MİNNETTARLIĞINI sunduğunu ifade etmişsiniz ya hani, biz de SUNALIM istiyorum !
MİNNETTARIZ demek istiyorum !
Ama henüz değil, şimdi değil…
Önce eldekini anlatalım…
Kalanları toparlayalım…
Bir araya getirelim…
Ve bakalım…
Elde KALAN neye benziyor, ona yakından bir bakalım…
Şimdi merak ettiğim şeye gelelim mi, Sayın Bakan ?
1500 yaşındaki Saint Simon Manastırı’na gelelim…
Hatay’ın Samandağ ilçesindeki tepeye gelelim…
500 rakımlı bir tepedeki yalnızlığa gelelim…
Yalnızlığın kirine, pasına, çöpüne gelelim…
Tarihi unutan bizlerin gerçeğine gelelim…
Ardından da soralım SİZ’e !
Yaşananlar için, "200 Yıldır devam eden büyük soygunun parçası" demişsiniz ya, ki haklısınız ! Peki, duvarları sprey boyalar içinde kalmış bir Manastır neyin parçası ? Parmaklarımızın arasından kayıp düşen 1500 yıllık bir inanç noktasından eksilenler neyin parçası ? Sahi, eldeki tarihin bakımsızlığı ve terk edilmişliğinde unutulan turizm neyin parçası ?
Bu konuda kimleri suçlayalım, Sayın Bakan ?
Bizdeki yöneticileri mi, Ankara’da oturanları mı ?
Yoksa bir New York Times mektubu da biz mi yazalım ?
Bu arada…
Bakan Avcı, "Orada kendilerine de söyledim… Türkiye bu işin takipçisidir” diye de eklemiş… O takibe bizi de ekleseniz ya Sayın Bakan… New York’a kadar uzanmanıza da gerek yok ! Hatay’ın Samandağ ilçesi Aknehir mevkiine gelmeniz yeterli ! 500 Rakımlı bir tepenin zirvesine ulaşmanız yeterli…
Ardından GÖRMENİZ yeterli !
Ülkeden kaçırılmadığı halde yok edilenleri !
Ülkeden kaçırılmadığı halde YOK sayılanları !
Ülkeden kaçırılmadığı halde UNUTULANLARI !
Ülkeden kaçırılmadığı halde itibarsızlaştırılanları !
Ardından da konuşalım ama !
Kimin mektubu daha öncelikli, onu konuşalım… !
Bizimki mi Sizinki mi ?