Asıl korkutucu olan S U S U Y O R U Z
Bugün,
…beraber düşünelim !
Savaşın ülkesinde olduğunuzu hayal edin… Her yer bombalanıyor… Herkes hedefte… Çocuklar da, kadınlar da… Sığınabileceğiniz hiçbir yer yok… Daha düne kadar hayatın aktığı her yerde ÖLÜM var…
Yanınıza alabileceğiniz birkaç parça eşya ile yola koyuldunuz…
Size en yakın sınıra kadar yürüdünüz…
Dilini bilmediğiniz bir ülkedesiniz…
Bundan sonrası yok…
Paranız da…
Eviniz de…
İş de…
Olansa,
Size yabancı bakan gözler…
NİYE GELDİN diyen bakışlar…
BİZE YÜKSÜN dedirten açıklamalar…
GERİ DÖNÜN ARTIK’da duran yöneticiler…
Kendinizi bir türlü anlatamadığınız yorgun bir hayat…
Nasıl hissederdiniz ?
Bu şekilde geçen her gün, her hafta, her ay, her sene, ne hale gelirdiniz ?
Aradan geçen yıllar içinde doğacak çocuklarınız için nasıl bir gelecek hayal ederdiniz ?
Dönecek bir ülkeniz bile yokken, sizi isteyemeyenlerin ülkesinde yükselen öfke nöbetleri arasında nasıl nefes alırdınız ?
Düşünün…
Kendinizi düşünün…
Çaresizliğinizi düşünün…
Korkularınızı, umutsuzluğunuzu…
Elinizde avucunuzda kalan yalnızlığınızı…
Şimdi şunu deyin bana,
…Bugün Antakya özelinde ana başlık haline getirdiğimiz Suriyeliler için konuşurken, Hatay’da yeni doğan her 4 bebekten 3’ünün Suriyeli olduğunu söyleyen, “ÖNLEM alınmaması halinde, 12 yıl sonra Hatay, Suriyeli bir başkana TESLİM edilecek” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, HAKLI !
Haklı mı ?
Peki…
Ben sorayım o zaman !
Son açıklamalarını okurken, açık açık dehşete düştüğüm Sayın Savaş, “Toprak almaları yasak, ama Türk ortakları üzerinden ara senediyle SÜREKLİ toprak alıyorlar… Uyarıyorum, Hatay gidiyor” diyor demesine de… Konusu da, gündemi de keşke; bu konuda yetmeyen belediye kaynakları olsaymış ! Gelenlerin insanca yaşama şartlarının sağlanamaması olsaymış ! Toplumlar arası adaptasyona yönelik projelerin maliyetleri olsaymış ! Birlikte yaşama ve üretime yönelik başlıklar olsaymış ! Geri dönüş gününe kadar yapılması gerekenler olsaymış !
Ama,
“Savaş psikolojisi hormonları bozmuş… 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var” olmasaymış ! “Hatay giderse her yer gider” olmasaymış ! “Tanju Özcan Bey (Sığınmacıları açık açık hedef gösteren Bolu Belediye Başkanı) kadar sert konuşmuyorum, ama burada durum hiç iyiye gitmiyor” olmasaymış ! “Çok zenginleştiler… Kazandıkları parayla tarla, arsa, ev alıyorlar” olmasaymış !
Yazdığımız bu KORKU senaryosunun bu şehir adına daha da KORKUTUCU olan kısmı NE, söyleyeyim mi ?
SUSUYORUZ !
