Antakya Vakıf İşhanı K.A.Z.A.N.D.I.K mı
Kazandık !
Eski kentin, ULU CAMİ ile açık ön cephesinde kocaman bir PENCERE daha araladık ve…
Kazandık, ama BİTMEDİ !
Sırada, bu alanın peyzajı ve eski kentin dün hikâyesine yakışır düzenlemesi var ve bu da, dünün Roma’sına, yüzyıllık evlerin taş ve ahşap kimliğine ev sahipliği yapan bizlere yakışır, ULUSAL bir yarışma ile olsun, bu ülkenin en başarılı mimarlarına DÜŞÜN desin ve…
İki belediyenin toplamda 34 Milyon TL verdiği bir alandan bu parayı çıkartma telaşına düşmeden, KAZANDIK diyelim, kazanmışken KAYBETMEYELİM… Defne Uğur Mumcu Meydanı ile kaybettiklerimiz bu kadar ortadayken, kayıplarımıza bir yenisini eklemeyelim !
*
Şiddetin her türlüsü…
Kadına, Gazeteciye…
-
Taksiden indim…
Meydanda, durağa yürürken, iki gençle göz göze geldim… Fark ettim, beni takip ediyorlar ! Biraz hızlandım… Onlar da hızlandılar ! Ben, geri döndüm… Onlar da geri döndü ! Biraz daha hızlandım, kanala geleyim diye… Kanala 100 metre kala, sokağın ayrı köşelerinden 15-20 kişi saldırdı ! Muhtemelen bu kişiler, kendilerine delikanlı diye dolaşıyorlardır… Bir kişiye 25 kişi saldırmak, ancak eşkıyalıktır… Kendilerine yakışacak en hafif tabir, eşkıyalıktır… Hakaret etmedim, küfür etmedim, yaptıklarının yanlış olduğunu, izledikleri siyasetin yanlış olduğunu söyledim... 25 kişinin aynı anda tek bir kişiye saldırması, yiğitlik değil, korkaklıktır… Umut ediyorum ki, aynaya baktıklarında bu utancı hep hissederler...
Bu, Türkiye için çok tatsız bir durum... Gazetecilerin can güvenliği yok, siyasetçilerin can güvenliği yok... Ortada hakaret, küfür olsa, onda bile yapamazlar… Burası mafya düzeni değil ki, bir hukuk düzeninin olması gerektiği, devletin olduğu bir ülke... Devlet, bu tür eşkıyalara bir disiplin vermek için vardır, ama ne yazık ki izliyor devlet… Muhtemelen, bunlar vazgeçmeyecekler, devam edecekler böyle...
-
Haklısınız…
Korkutucu bir yaşanmışlık…
25 kişilik bir güruhun saldırısına uğramış, kanayan burnuna, şişen gözüne yapılan pansumandan sonra Halk TV ekranlarından yaşananları anlatan Gazeteci Levent Gültekin, “Kötülük serbest bırakıldı, sokaktan kötülük fışkırıyor” derken, az bile söylemiş !
Akla, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ geliyor…
Yaşanan benzer şiddetin adresinde duranlar geliyor…
Sevmediklerine ceza kesebileceklerin özgürlüğü geliyor…
Onları bu kadar özgür bırakanlar geliyor…
“Peki, neden bu kadar rahatlar”, sorusunun cevabında duran bir başka Gazeteci anlatsın, saldırganların robot resmini çizmeye çalışan bizler adına…
-
Başlarına bir şey gelmeyeceğinden o kadar eminler ki… Nasılsa muhalefet liderini tehdit eden mafya babasına kimse bir şey demedi… Nasılsa muhalefet liderine linç girişiminden sonra iktidardan kimse “geçmiş olsun” dilemedi… Nasılsa, 90’lık neneyi tecavüz edip öldürenin vahşetine değil, üç hilaline takıldılar… Rol modellerinin yarattığı ortam bu…”
Peki, hikayemizi bu şekilde mi yazmaya devam edeceğiz ?
Kadına şiddetle…
Sağlıkçılara şiddetle…
Siyasetçiye şiddetle…
Gazetecilere şiddetle…
Susturdukça mutlu mu olacağız hep ?
Düşünün…