Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 881 defa okundu.

Ankara’nın Itibarına… Vatandaştan Itiraz Var!

-

Yaşadığını sanıyorsun ! 

Sonra bir şarkı çalıyor, 

yaşayamadıkların geliyor aklına… 

Hayallerin, özlemlerin, yarım kalanlar 

veya hiç başlayamadıkların…

Sonra mı ?

Sonrası ziyan...

-

Diyen haklı da !

Yaşadığımızı sanmak da güzel sanki… 

Farkında olmamak eksikliklerin ! Ya da alışmak her şeyin eksikliğine ! En çok da yoksulluğumuza ! İstediklerimizi alamamaya ! Hayalleri dolaplara kaldırmaya ! Düşleri bavullara doldurup, tavan arasına kaldırmaya ! Haksızlıklara karşı ayağa kalkmamaya ! Susmaya ! Susturulmaya ! Bize verilen kelimelerle konuşmaya ! Bizi yönetenlerin İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ diyen şatafatlı hallerine ! O her şeyden tasarruf eden, ama yine de İTİBAR’ın İ’sinden öteye gidemeyen hayatlarımıza ! Ödenemeyen faturalara ! Kiraya bile yetmeyen maaşlara ! Emekliyi, sırtında kambur gibi gören bir ülkeye ! Milletvekilliğini kıyak bir meslek haline getirenlere ! Yemeğinden sağlık harcamalarına, her şeyini devletten karşılayanlara verilen kıyak emekliliğe ! Bir maaşla geçinemeyenlerin ülkesinde 3-4 maaş bağlananlara ! Tebasına PORSİYON KÜÇÜLT diyenlerin kollarına taktıkları yüz binlerce liralık çantalara, saatlere ! O çanta sahiplerini yazan gazetecileri susturanlara ! Hizmet etmek için geldikleri makam koltukları üzerinden vatandaşına küfredenlere ! Depremin Hatay’ında, geçen 8 aya rağmen su sıkıntısı çekmeye, evsizliğe, sahipsizliğe, yalnızlığa !

Bir yerde okumuştum…

Der ki orada:

“Hayatın anlamsızlığı, insanı, kendi anlamlarını yaratmaya zorlar…”

Halimiz bu mu ?

Yaptığımız şey bu mu ?

Alışarak, kendi anlamsızlığımıza anlam mı katmaya çalışıyoruz yoksa ?

Yok,

…bizlik değil !

Yaşadığımızı sanmak, bizlik değil !

O yüzden,

Külliye’nin maliyetini de…

Erdoğan’ın koruma ordusunu da…

Makam araçlarını ve makam uçaklarını da…

Kamunun tasarruf yapmayan tüm o hallerini de…

Milletvekillerine sağlanan tüm ayrıcalıkları da…

Ahlat’taki köşkü ve Marmaris’teki yazlığı da…

Milyonluk makam araçlarının saltanatını da…

soruyorum !

“Türkiye Cumhuriyeti devletinin en yüksek temsil makamı ! Dolayısıyla da ülkemizin vitrini olan Cumhurbaşkanlığı nezdindeki faaliyetlerin, ‘itibarda tasarruf olmaz’ anlayışıyla, ülkemizin vakarına yaraşır şekilde yürütülme mecburiyeti vardır” diyenlere soruyorum !

Peki ya benim itibarım !

Yönettiğiniz ülkenin insanlarının itibarı !

Bundan sonrasına, bu yazıya neden olan mesajın sahibi devam etsin, hatta noktayı da o koysun…

“Maaşım kiraya yetmezken, gözlerimin içine bakan çocuğum benden her gün okul harçlığı isterken, masaya yığdığım faturalar çaresizce ödenmeyi beklerken, eşim yarın yapacağı yemeğin sebzesine et koysak mı diye sorarken, cüzdanım daha ilk haftadan biten maaşımın hafifliğini yaşarken, o parasızlığın / yokluğun içindeki ben, kendi itibarımı çok uzun zaman önce kaybettim, haberiniz var mı ? 

Ankara’dakiler neyin itibarından bahsediyor ? 

Eşim, başka insanların evlerini temizlemek için haftanın 5 günü yollara düşüyor ! Onu o hale sokan sizler kendi itibarınızın derdine düşmüşken, bizler, kendi itibarımızdan neler kaybettik, kaybediyoruz, haberiniz var mı ?

İtibarmış !

Ne itibarmış, kardeşim… 

Benim itibarım kalmamışken, neyleyim senin itibarını ! Karımı, milletin tuvaletini / banyosunu temizletmeye göndermek zorunda bırakan yoksulluğumun üzerine inşa ettiğiniz itibarınızı ben neyleyim ! Sen; en pahalı arabalara binip, en pahalı takıları takıp, en şaşalı evlerde oturup ülke itibarı inşa ettiğini sanırken, bizler; biten, yerlerde sürünen itibarımızı toparlamaya çalışıyorsak, neyleyim senin o beni ezen itibarını…”

NOKTA !