Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 27 defa okundu.

Ankara'nın Gazze Yalnızlığı Mı? Dış Politikadaki öngörüsüzlük Mü?

Daha düne kadar, oğlunun ve Bakanlarının katıldığı mitinglerde topladığı on binlerce insana GAZZE ve FİLİSTİN sloganları attıran Erdoğan Ankara'sının son hamlesi, İsrail'in sıradaki hedefinin Türkiye olduğu iddiası ! Bugüne kadar Gazze hattına bir türlü sağlayamadığı Arap ülkeleri desteğinden o da ümidini kesmiş olmalı ki, VATAN HATTI SAVUNMASInı devreye sokmuş ! Aslına bakarsanız, Tel Aviv'in NEDEN ve HANGİ amaçla Türkiye'ye saldırmak isteyeceğini sorsanız, BÜYÜK İSRAİL hayali üzerine kurgulanan bir haritadan bahsedilir ve o haritada Türkiye toprakları da vardır, Anadolu'nun içlerine kadar inen ama... Benzer haritaların, Türkiye'nin OSMANLI rüyasından bir türlü kalkamayanların paylaşımlarında da olduğunu hatırlattığınızda, susarlar ! 

Aslında konu da soru da şu:

Ankara, bu konuda neden yalnız ?

Garip olanı,

...muhalif gazeteciler rakam rakam ortaya koymasa, belki bugün hala ticari işbirliğine devam edeceği besbelli olan İsrail konusunda, Ankara dışında başka hiç bir başkentin AMBARGO'yu gündemine dahi almamış olması !

Daha da garip olanı,

...ülkesini kuran kurtuluş savaşının en önemli yapı taşlarından biri olan Kuvay-i Milliye'yi Hamas gibi bir örgütle aynı kefeye koyan Türkiye'yi takip eden bir başka ülkenin olmaması !

Durumu sorgulayan bizlerin de çok sorusu var, ki en önemlisi de şu:

Bizi, KRALDAN ÇOK KRALCI yapan şey ne ? Yemen, Sudan gibi müslüman ülkelerde de devam eden kirli savaşların on binlerce sivil kurbanı varken, Gazze'dekileri daha önemli yapan şey ne ? İran'ın askeri ve ekonomik yönden destek verip kullandığı Hamas'ın lideri için Tahran'ın bile ilan etmediği ulusal yası Türkiye'de ilan ettiren etmen ne ?

Ne yalan söyleyeyim,

...benzer bir YAS durumunu, Hizbullah'ın öldürülen lideri Hasan Nasrallah için de bekledim ama, "devreye MEZHEPSEL bir durum mu girdi" diye sormadım değil ! "Sünni Hamas'la Şii Hizbullah'ı aynı kefeye koymamanın karşılığı bu mu" diye en çok da ! 

Hepsi bir kenara, "Erdoğan'ın İsrail karşıtlığında oluşturduğu Gazze hattının yalnızlığı, Türkiye'nin yalnızlığına dönüştü" diyenler çok da haksız değiller sanırım... Aslında Ankara, Gazze için bu denli sert çıkışını politik bir yalnızlığa çevirmekte oldukça başarılı bir yol haritasına sahip, bence de ! Sormak gerekiyor, tam da bu noktada... Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş konusunda taraflara bu kadar mesafeli ilerlerken, konu Gazze olunca yaşanan öfkenin sebebi, DİN mi ? Müslüman kimliği mi ? Tamam da Hamas / Hizbullah bağlantılı İran dışında hangi Arap devleti benzer duygularla, tüm dış politikasını bu noktaya yığdı ? Sınırına yüzbinlerce Filistinli sivil dayanmış olsa da kapısını dahi aralamayan, KARDEŞİM SİSİ'nin Mısır'ı mı ? Taliban'dan Hamas'a, bir çok silahlı örgütün liderine ev sahipliği yapan, Ankara'nın son yıllardaki gözdesi Katar mı ? 

Haklısınız, hiç biri...

Rulet masasına oturup da tüm parasını tek renge ya da tek rakama koyan bir kumarbazın YA HEP YA HİÇ demesi gibi, halimiz...

Sular durulunca ve herkes barış için kurulacak masaya oturmaya karar verince, olası sandalyesini bu gözü karalığına kurban verdiğini fark edecek olan Ankara sanmasın ki, GAZZE'Yİ EN ÇOK BEN SAVUNDUM demesine bakılacak ! O zaman yapılması gerekeni yapalım... Bir zamanların aranan politik aktörü Ankara'yı bu denli yalnızlaştıran faktörü konuşalım ! Ülkede politika elbisesi giydirilen DİN olgusunun dış politikada bu denli  etkili olmasını da ! Geçmiş tarihin Osmanlı rüyasından çıkamamışlara, OYUN KURUCU rolünün böyle bir şey olmadığını en çok da !

Ankara ile Tel Aviv'i neredeyse aynı savaşın birer aktörü olarak ilan etmekten çekinmeyen Erdoğan'a da soralım... "Madem tüm köprüleri yıktık, tüm gemileri yaktık, Türkiye, İsrail'le diplomatik ilişkilerini neden tamamiyle kesmedi" diye !? "Azerbaycan petrolünün bir Türk limanı üzerinden İsrail'e ihraç edilmesine bugün hala nasıl izin veriliyor" diye de !?

Tüm bunları konuşurken, "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor" diyen Devlet Bahçeli ile Özgür Özel arasındaki o garip ayak üstü sohbet geliyor akla ! Hatta aynı Bahçeli'nin, TBMM'de, her şartta en ağır şekilde eleştirdiği DEM Parti grubunun önünde durup, neredeyse herkesle tek tek tokalaşması da ! 2015'teki AK Parti Diyarbakır İl Kongresi'nde, partililerin Ahmet Davutoğlu'nu onore etmek için kullandığı 'Serok Ahmet' ifadesini eleştirme maksadıyla kullanan aynı Bahçeli'nin, daha geçenlerde "Zat-ı-aliniz bu dönemde çok önemli, Türkiye’nin birikiminize ihtiyacı var" deyişini de ! Kim bilir, Türkiye iç siyasetindeki bu ÇOK BİLİNMEYENLİ denklemin aynısı dış politikada da yaşanıyordur... Yurttaşa karşı DÜŞMAN rolü oynayanlar, aslında bu başarılı rol kesmeleri için kuliste birbirlerini kutluyorlardır !

Yine de kişisel olarak tek bir şeyi merak ediyorum aslında, hani bu abartılı Gazze sevdası ve İsrail karşıtlığına sınırdaş olsaydık eğer, AÇIK KAPI politikasıyla daha kaç yüzbin sığınmacı için yer açardı, emeklisine insani oranda bir maaş zammı için para dahi bulamayan Erdoğan'ın Ankara'sı !?