Ankaranın 2022 heybesi D.A.V.A.L.A.R.L.A DOLU
2021 bitiyor…
Bir sene daha bitiyor…
Beklentilerimiz değişti mi ?
Benim heybem mi ?
Dolu…
Oldukça dolu…
Neler mi var ?
Aslında ben,
U
M
U
T
…denenin halayındayım !
Ve o halayda,
İki yakası birleşmişler var…
Alım gücü yüksek bir TL var…
Politize edilmemiş bir İslam var…
Daha demokratik bir Anayasa var…
İnsan haklarına saygılı siyasiler var…
Açlık sınırını geride bırakmışlar var…
+18 olmaktan sıkılmış bir TBMM var…
Filesini doldurabilmiş vatandaşlar var…
Mülkün temelinde unutulmamış bir adalet var…
Haklısınız !
Zor…
Peki, Ankara… !
Ankara’nın heybesinde neler var ?
Aslında neler yok ki !
HDP hakkında açılan kapatma davası var… Kobani davasında tutuklu yargılanan Selahattin Demirtaş var…
Gezi-Çarşı davasında casusluk iddiasıyla tutuklu olan Osman Kavala var… Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) Türkiye'ye iade edilip edilmeyeceği var… Aynı Peker'den 10 bin dolar aldığı söylenen siyasetçi konusu var… Erken seçim tartışması var… 10 yılı geride bırakan ve hala Emevi Cami gölgesinde bekletilen Suriye var… Yakalandığı Avusturya'da tutuklu bulunan Sezgin Baran Korkmaz'ın siyasetçi, gazeteci, yargı üyeleri ve bürokratlarla girdiği karmaşık ilişkiler var… Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında, Gülen yapılanması üyesi olduğu iddiasıyla süren soruşturma var… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun teftiş restleşmesi var…
Anlayacağınız, heybe dolu !
Bu kadar doluyken, bu kadar boş hissetmemizin nedeni ne peki ?
Beklentisizlik mi ?
Sanırım…
Yine de HERŞEY MÜMKÜN diyen de bir halim var !
Geçmişte, 15 Temmuz darbe girişimine destek vermekle suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri'nin liderlerini Ankara'da ağırlayanları izlerken hele ki… Askeri darbe ile yönetime gelen Kahire yönetiminin bol yıldızlı Generalleri ile yepyeni sayfalar açan, bununla da yetinmeyip parlamentolar arası dostluk grubu kuran halimize şahitlik ederken biraz da… Sloganlarla yükseltilen Filistin davasından ve Kudüs önceliğinden vazgeçemeyen iç ve dış politikamızın, “İsrail'le yeniden canlanan diyaloğumuzu önemsiyorum” açıklamasıyla Tel Aviv’den de vazgeçememesini izlerken en çok da…
Tamam da, madem beklentisizleriz, niye taşıyoruz bunca yükü, onca heybeyi !?
Diyendeyim…
“İnsanlar…” dedim, fısıldayarak! “Taşırlar insanları! Kundaktayken, tabuttayken... Hep taşıyacak birileri olur! Bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının geleceğini söylediği için, taşırlar insanı…”
Bundan…
Yükümüz, vazgeçemeyişimiz, bundan…