ANITKABİR'de Sloganlar! Genelkurmay Ses Etmiyor...
Her 29 Ekim'de konu niye hep Atatürk ve Erdoğan başlıklarında odaklanıyor ya da birileri bu iki başlığı neden birbirleriyle yarıştırma peşine düşüyor, merak ettiniz mi ? Aslında, Erdoğan'ı sevmekle Erdoğan'ı tapar gibi sahiplenmek arasında gidip gelen ciddi bir kalabalığımız var ve tabi bu kalabalığı bile isteye gazlayanlar da, bu gazı göz göre göre serbest bırakanlar da, olanı biteni izlemeyi sevenler de !
Her sene olduğu gibi, bu sene de ufak ufak örneklerimiz var...
UFAK, ama anlamı ve içeriği BÜYÜK şeyler aslında !
İlki,
...Muğla'dan !
Muğla Ortaca'daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Atatürk'ün fotoğrafına yer verilmemiş, öğrencilere Erdoğan'ın posteri taşıttırılmış ! Önce devasa bir Türk Bayrağı, hemen ardından gelen devasa bir Erdoğan resmi ! Konu, Erdoğan'a sevgi gösterisi, saygı duyulması falan değil ! 29 Ekim ruhunu, Cumhuriyet'i ve kurucularını andığımız bir günde, ROL çalmak !
Orada olması gerekeni hepimiz biliyoruz da, o öğrencilere bu düzende yürümeleri emrini veren Okul görevlilerine ve o okulun bu davranışını şu ana kadar her hangi bir soruşturmaya konu etmeyen o ilin Milli Eğitim yetkililerine sormak gerek, NE YAPIYORSUNUZ diye, "Atatürk yerine Erdoğan" resmi taşıtarak NEYİ KASTEDİYORSUNUZ diye !
Ve, Bodrum'dayız !
101. yıl nedeniyle Bodrum Kalesi’nde düzenlenen törenlerde, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın posterinin Türk Bayrağı’nın yanına asılması, kriz yaratmış, ki durum yine değişmemiş... Garip olan, önceki yıllarda böylesi durumların hiç yaşanmamış olması... Ama son yıllarda bu garip restleşmenin bir şekilde genel bir uygulama haline gelmesi...
Şimdi gelelim asıl yere, Ankara'ya, Atatürk'ün ebedi istirahatgahı, Anıtkabir'e...
Buradaki tüm hizmet ve görevlerin sorumluluğu, Genelkurmay Başkanlığı'na ait, önce bunu söyleyerek başlayalım güne... Bildiğim kadarıyla, bu konudaki yönetmeliğin "törenler" başlığındaki madde 35, "Anıtkabir’de, ancak Atatürk’e saygı için çelenk konabilir, tören düzenlenebilir ! Başka amaçlarla; tören, yürüyüş ve gösteri düzenlenemez, çelenk konamaz ! Anıtkabir’in manevi varlığına yakışmayan her türlü tavır, hareket, söz, yazı ve davranışlara izin verilmez" der ! O zaman tam da bu noktada soralım, Anıtkabir'de SİYASİ slogan atılabilir mi, diye !? Soruyorum, çünkü buradaki kuralların çok sıkı olduğunu biliyorum... Öyle ki, Anıtkabir’de İstiklal Marşı dışında marş ve müzik dahi çalınamıyor...
O zaman,
...geride kalan 29 Ekim'de Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakmaya gelen AKP'li Cumhurbaşkanı lehine RECEP TAYYİP ERDOĞAN diyerek slogan atıp tempo tutanlar, ne oluyor ? Onları susturmayıp, serbest bırakanlar, ne oluyor ?
Aslında sorularım, Muğla Ortaca'daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Atatürk'ün fotoğrafına yer vermeyip, öğrencilere Erdoğan'ın posteri taşıttıranlara onay veren Okul yetkilerine de Milli Eğitim yöneticilerine de sorduklarımla aynı !
NİYE görevinizi yapıp da duruma müdahil ol-a-madınız, noktasında en çok da !
Garip olan da ne, biliyor musunuz ?
Ara ara, ARTIK GEREK YOK denilerek kaldırılan 'andımız'ı gidip de bu alanda okumaya çalışan öğrenci gruplarını susturan görevliler... BURADA BU TÜR ŞEYLER YASAK, diyenler ! Mevcut KURALLARI hatırlatanlar ! Ama aynı şeyi, RECEP TAYYİP ERDOĞAN sloganı atanlar için
yap-a-mayanlar !
Neyi çok merak ettim, biliyor musunuz ?
Erdoğan'ın GAYET hoşuna gittiğini düşündüğüm bu durum tam tersine işlese ve bir vatandaş ya da vatandaşlar, AÇIZ / İŞSİZİZ / YETER ARTIK diye bağırsa, oradaki görevlilerin tepkisi ne olurdu ? En çok da Erdoğan'ın...
Sizi bilmem ama, ben, her 29 Ekim giderek daha da netleşen bu tabloda bizlere verilemek istenen MESAJ ne, biliyorum... Siz de biliyorsunuz... Aslına bakarsanız, geleneksel Anıtkabir ziyaretçisi orada nasıl davranacağını, orada ne için bulunduğunu, oraya ne amaçla gittiğini bilir, ona göre davranır, ama RECEP TAYYİP ERDOĞAN diyerek slogan atıp tempo tutanların o geleneksel profilde olmadığını anladık ! Anlamadığımız, bu profilin her sene bu çıkışı yapmak için kendine o özgürlük alanını nasıl sağlayabildiği ! O özgürlüğü kimlerin onlara verdiği ! Onlar bunu yaparken, neden kimsenin çıkıp da SUSUN diye çıkışmadığı !
Tüm bu susuşların da bir MESAJ olduğunu, evet, biliyoruz...
Ama tüm o mesajların bizleri nereye götüreceğini de...
Düşünün...