Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 192 defa okundu.

Andrew Brunson Ve bir FETÖ hikayesi

ABD'li Rahip Andrew Brunson’ın, 2016 yılının Eylül ayında ‘milli güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulunduğu' suçlaması ile başlayan süreç, FETÖ ve PKK bağlantıları yönündeki iddialar üzerine genişledi… Ardından tutuklama ile devam eden bu tozu dumana katan süreç Ankara’dan Washington’a uzanan bir kavganın fitilini ateşlerken, durum, Amerikan Başkanı Trump’ın twitter hesabı üzerinden konuyu dile getirmesine kadar vardı… Ama bitmedi ! Beyaz Saray, sürecin altında imzası ve katkısı olduğuna inandığı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için özel bir karar aldı ve iki Bakan’ın Amerika’daki mal varlıklarını dondurdu !

Ankara’nın diplomatik cevabı mı?

Bakan Soylu’dan geldi…

“Amerika'da bir malımız var; FETÖ...

Onu da orada bırakmayız, alacağız!”

Ankara bir şey daha yaptı !

ABD'nin Adalet ve İçişleri Bakanlarının Türkiye’deki mal varlıklarını dondurdu ! Ama tüm bunlar olurken, Ankara’yı, bu sürece eklediği ‘yaptırımları’ nedeniyle şaşkın bir ifadeyle izleyen bizler bir şeyi ÇOK merak ettik !

Sahi…

ABD Adalet Bakanı Jeff Session ile ABD İçişleri Bakanı John Kelly’nin Türkiye’de mal varlığı var mı ? Peki ya Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ABD’de !

Sürecin tartışmasına bir köşe yazısı eklendi geçen…

Hürriyet Yazarı Cansu Çamlıbel’in bir yazısı…

Aslında, yazıyı okuma şansı bulamayanların kalabalığındasınız büyük ihtimal ! Niye mi ? Çamlıbel, Ankara’nın, ABD’li Rahip Andrew Brunson karşılığında Halkbank’ı hedef alan 2 yeni soruşturmanın sonlandırılmasını talep ettiğini yazmış son yazısında… Ancak garip olan, Çamlıbel’in bu çarpıcı ve dikkati çeken detaylara sahip yazısı bir süre sonra Hürriyet’in sitesinden kaldırılmış…

Yazısının başlığı mı ?

“Yanlış anlaşılma mı, Halkbank mı?”

Aslında YASAKLI Köşe’den ilerlersek, yolumuz çıkmazda, bu net… O yüzden geri dönüp ana yola çıkalım ve başka bir şey soralım, ABD’li Bakanların Türkiye’de mal varlığının donduran Ankara’ya, ki madem ABD'li Brunson için özellikle de FETÖ noktasında ciddi suçlamalar var, buna dair bir şeyin altını çizelim…

Ama bunun için önce 15 Temmuz’a dönelim…

Cemal Abuatuye, Dursun Acar, Mesut Acu, Ömercan Açıkgöz, Yasin Naci Ağaroğlu,  Murat Akdemir, Suat Akıncı, Tevhit Akkan, Muhammet Aksu, Timur Aktemur, Meriç Alemdar, Salih Alışkan, Ali Alıtkan, Murat Alkan, Münür Alkan, Suat Aloğlu, Akif Altay, Hasan Altın, Muhammet Ambar, Ali Anar, Yalçın Aran, Haki Aras, Mucip Arıgan, Metin Arslan, Osman Arslan, Mustafa Aslan, İbrahim Ateş, Mustafa Avcu, Mahir Ayabak, Onur Ensar Ayanoğlu, Bülent Aydın, Muzaffer Aydoğdu, Ayşe Aykaç, Vedat Barceğci, Fevzi Başaran,

Şükrü Bayrakçı, Hikmet Baysal, Ufuk Baysan, Velit Bekdaş, Lokman Biçinci, Zekeriya Bitmez, Fuat Bozkurt, Fırat Bulut, Cüneyt Bursa, Recep Büyük, Adil Büyükcengiz, Vedat Büyüköztaş, Mustafa Cambaz, Çetin Can, Ömer Cankatar, Volkan Canöz, Selim Cansız, Burak Cantürk, Samet Cantürk, Mahmut Coşkunsu, Seyit Ahmet Çakır, Yusuf Çelik, Yusuf Çelik, Mehmet Çetin, Ziya İlhan Çağdaş, Askeri Çoban, Ümit Çoban, Aydın Çopur, Cuma Dağ, Fatih Dalgıç, Cemal Demir, Şeyhmus Demir, Muhammet Fazlı Demir, Faruk Demir, Mehmet Demir, Murat Demirci, Sümer Deniz, Necmi Bahadır Denizcioğlu, Erdem Diker, Mustafa Direkli, Şirin Diril, Kübra Doğanay,  Erhan Dural, Sener Dursun… Ve daha fazlası…

Tam 250 Şehit…

Unutmadık… Yaşananları… FETÖ’ye evrilen HOCA (!) hikayesini… DİN’i kullananların İKTİDAR hikâyesini… Kandırılanları… Bu sürece eklenen acıları… Ama en çok da… Her şeye rağmen ve hiçbir şey yokmuş gibi, okyanus ötesinde lüks içinde devam eden bir cemaat (!) yapılanmasının özgür ve korunan halini…

Ankara’nın Washington nezdinde İKİ BAKAN ile misilleme (!) yapmaya çalıştığı bu sürece eğer ciddi ciddi bir şeyler eklemek ve Türkiye’ye bu acıları yaşatanlara YAPTIRIM uygulamak istiyorsak, NEDEN işe İNCİRLİK ile başlamıyoruz ?

Çünkü ABD’li Bakanların Türkiye’de mal varlığı olmadığını hepimiz ÇOK iyi biliyoruz ! O yüzden de DOSTLAR PAZARDA GÖRSÜN yaptırımları yerine CİDDİ CİDDİ yaptırım yapsak mı ? Bir dönem Filistin için masaya vurduğumuz o yumruğu bu defa Pensilvanya-Saylorsburg için de vursak mı ?

Olmaz mı ?