Altılı Masa, umut mu Peki ya Şam Politikası
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal…
6 farklı isim…
6 farklı parti…
6 farklı ideoloji…
6 farklı mücadele…
İlki 12 Şubat'ta Kılıçdaroğlu'nun ev sahipliğinde yapılan liderler buluşmasının bilmem kaçıncısındayız !
Peki, altılı masanın işlevi ne ?
Bir araya gelenlerin misyonu ne ?
Konu ittifak mı, sistem değişikliği mi ?
Aslında buna benzer bir sürü soru noktasında vatandaşın kafası aynen benimki gibi karışık !
Aslında masa NİYE 6 KİŞİLİK, bunu sorsak mı en başta ?
Masadaki,
6 farklı isim…
6 farklı parti…
6 farklı ideoloji…
6 farklı mücadele…
…sonuca gitmek için yeterli mi diye, en çok da !?
Peki, masada olmayanlar, onlar için masanın etrafına sandalye konulmayanlar, bu yüzden başka bir ittifak yapılanması içinde BEN DE VARIM diyenler !? Onlar nerede olacaklar ? Altılı masanın yanında mı, karşısında mı ? Peki ya söylemler… ! Birbirini tamamlayacak mı, yoksa birbirinden seçmen mi çalacak ?
Siyasetin MASA ve SANDALYE kavgasında, müzik bittiğinde, ayakta ve dışarıda kalan kim olacak ?
*-*
Soruların çok olduğu bugünün ikinci başlığında hem Ankara’da hem Şam’dayız !
Bir zamanlar ESAD diyen Ankara’nın ESED halinde !
Haklısınız,
…2011 yılında başlayan iç savaşın ardından Esad rejimiyle ipleri koparan, Suriyeli muhalif gruplara her türlü desteği veren, geçmişte KARDEŞİM dediği Esad'ı TERÖRİST ilan eden, hatta devirmeye çalışan Erdoğan'ın son dönem yükselttiği sürpriz (!) diyalog çabalarının başarılı olup olamayacağı da tüm o soruların merkezinde !
Herkesin ortak sorgusu şu :
Erdoğan, ne istiyor ?
Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'ın araştırmacılarından, Suriyeli Dış Politika Uzmanı Haid Haid’e hak vermemek mümkün değil !
“Erdoğan, Esad ile diyalog açılımıyla, muhalefet partilerinin en büyük kozunu, seçmende karşılık bulan en güçlü söylemini ellerinden almayı hedefliyor ! Çünkü muhalefet partileri, Esad ile diyalog kuracaklarını ve sığınmacıları geri göndereceklerini söylüyorlar ! İşte şimdi Erdoğan, bu söylemi kendisi de üstlenerek, bu kozu rakiplerinin elinden almayı hedefliyor…”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, bundan 10 ay önce, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile Belgrad'daki Bağlantısızlar Toplantısı'nda ayaküstü kısa bir sohbet gerçekleştirdiğini birden bire açıklaması da bu hazırlığın bir parçası mı ? Çavuşoğlu'nun bu açıklamasının ardından, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yazılı bir açıklamayla, Esad rejimi ile diyalog çabalarına güçlü destek açıklaması da bu ortak servise katkı mı ? AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın, Esad rejimi ile doğrudan diyaloğun "çok doğru bir yaklaşım” olduğunu savunması da oynanan satrancın planlı hamlelerinden biri mi?
Yine de merak etmiyor değilim !
Bir taraftan Esad’ı devirmek isteyenlerle yan yana yürüyen Ankara diğer taraftan da bu kadar ŞAM aşkı ile yanıp tutuşmuşken, Esad, Erdoğan'a HADİ GÖRÜŞELİM "jesti” yapar mı sahi ?
Açıkçası bu konuda da Haid ile aynı şeyi düşünüyorum !
“Türkiye'deki seçimlere kadar Esad'ın da ‘evet diyaloğu başlatacağız' demesi olası görünmüyor ! Çünkü bunu yaparsa, Erdoğan'ı seçimler öncesinde güçlendirecek muazzam bir jest yapmış olur ! Bunu da yapmak istemeyecektir…”
Anlayacağınız,
…HADİ GÖRÜŞELİM diyerek başlayacak bir PERİ MASALI yok elimizde !
Aksine,
…her tarafı mayınlarla dolu bir bölgede, birbirine doğru yürüme planlaması yapan, ama bunu yaparken de çok fazla kayıp vermeyi göze alması gerekenler var !
Suriye’nin kuzeyinde Türk Bayraklarını yakan kalabalıklar, o göze alınması gerekenlerden biri, Ankara için !