Alexei Navalyn, Bir Muhalif... Ne Anlattı, ölümü, Hikayesi?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e muhaliflerin adeta liderliğini, daha iyi / daha özgür bir Rusya için umudun bayraktarlığını yapan Alexei Navalyn'nin, Sibirya'da tutulduğu ceza kolonisinde aniden (!) hayatını kaybetmesindeyiz bugün !
Kimi, onun için,
...çok konuştu, dedi !
...asla susmadı, dedi !
...çok eleştirdi, dedi !
Naaşının BİLE İSTEYE geciktirilerek verilmesi için konuşanlarsa, CİNAYETİN İZLERİ SİLİNMEK İSTENİYOR tespitinde bulundu ! Ona dair ölüm senaryolarının başında, ZEHİRLENDİ gelse de, işkence izleri için OTOPSİ bekleyenler, cinayetin parmak izlerinin KASTEN kaybettirilmek istendiğinde ısrarcı oldu ! Kremlin'i zora sokan yolsuzluk araştırmalarını hiç korkmadan, aldığı tüm ölüm tehditlerine rağmen halkla paylaşmaktan geri durmayan Navalyn'nin, devlet tarafından, yüksek güvenlikli (!) bir hapishanede öldürüldüğü noktasında ise herkes hemfikir !
2020 yılı Ağustos ayında sinir gazıyla zehirlendiği ortaya çıkan Alexei Navalyn hakkında ölüm emri verildiğini tahmin etmek çok zor olmadı o yüzden ! Rusya gibi TEK ADAM rejimi tarafından yönetilen bir ülkede bu kadar yüksek sesle KİRLENMİŞLİĞİ ortaya koyan birinin yol haritası üzerinde bundan sonra da onu öldürebilecek tuzaklar olacağını en çok da !
Tek kurban o değil !
22-23 Haziran'da Rusya'da başarısız bir isyan girişimi yapan Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in, içinde olduğu özel jetin yere çakılarak infilak etmesi sonucu hayatını kaybetmesine ne demeli ? Ukrayna Savaşı'nın bitmesi çağrısında bulunan, Rus petrol devi Lukoil'in Yönetim Kurulu Başkanı Ravil Maganov ya da ! Maganov, Sovyetler Birliği döneminde geliştirilen, Noviçok adlı kimyasal bir maddeyle zehirlendi ! Geçmişte Çeçen milis olarak Ruslara karşı savaşan Gürcistan vatandaşı Selimhan Hangoşvili'nin ölümü ise Gizli Servislerin acımasız savaşlarını andırdı ! Hangoşvili, Berlin'deki Tiergarten parkında, güpegündüz, kafasına kurşun sıkılarak öldürüldü... Çift taraflı çalışan Rus casusu Sergey Skripal ve kızı Julia ise filmlere konu bir kurguyla takip edildi, ardından da İngiltere'de, Salisbury'de bir parktaki bankta hareketsiz olarak bulundu her ikisi de ! Sinir gazı olarak bilinen Noviçok'la zehirlenmişti, Sergey Skripal ve kızı Julia ! Rus güvenlik güçlerini ve Kremlin'e yakın Ramzan Kadirov'u, insanların kaçrılmasından ve insan hakları ihlallerinden sorumlu tutan, insan hakları örgütü Memorial'ın yöneticisi Natalya Estemirova ise Çeçenistan'ın başkenti Grozni'de evinin önünden kaçırıldı, cesedi ise birkaç saat sonra, komşu İnguşya Cumhuriyeti'nde bulundu, başından ve göğsünden vurulmuş halde ! Yazdığı "FSB Rusya'yı patlatıyor" adlı kitabında, Federal Güvenlik Servisi FSB'yi, 1999 yılında apartmanlara patlayıcılar yerleştirerek Rusya'da terör saldırıları düzenlemekle ve bu sayede Çeçenistan Savaşı'nı haklı çıkarmaya ve Vladimir Putin'i iktidara getirmeye çalışmakla suçlayan eski Rus Federal Güvenlik Servisi (FSB) çalışanı, Putin karşıtı Aleksander Litvinenko mu ? O da benzer bir Gizli Servis çalışmasıyla öldürüldü ! "Polonyum 210" adlı radyoaktif bir madde kullanılarak... Çeçenistan'daki insan hakları ihlallerine dikkat çeken, Rus ordusunun işlediği insan hakları ihlallerini sık sık eleştiren Novaya Gazeta çalışanı Anna Politovskaya için de durum değişmedi ! Yaşadığı binanın asansöründe vurularak öldürüldü !
Yuri Şikoçihkini da...
Sergey Yuşenkov da...
Stanislav Makelov da...
Anastasia Baburova da...
Yok,
...listemiz bitmedi !
Zaten bitecek gibi de durmuyor !
Aslına bakarsanız,
Rusya ve Alexei Navalyn, bir sembol !
Benzerleri her yerde, hatta içimizde !
Kabullenmek için susanların, yaşamak için duymayanların / bilmeyenlerin / görmeyenlerin, hakkı olanı alabilmek için ona dayatılan repliklerle konuşanların, başkalarının başına gelenleri gördükçe hep bir adım geriden hayatı kabullenenlerin, ondan çalınanların açlığında BUNA DA ŞÜKÜR haline mahkum edilenlerin ülkesinde,
...konuşanların,
...susmayanların,
...ayağa kalkanların,
...itiraz edenlerin,
...hakkını isteyenlerin,
...yanlışı gösterenlerin,
...en çok da KİRLENDİK / YETER diye bağıranların başına gelenleri izleyip de artık HER ŞARTTA susanların, susmuşların, kelimelerini yitirmişlerin şahitliğindeyiz ne de olsa !
Abarttık mı ?
Düşünün...
Ama kendi kelimelerinizle !