Ah Antakyam... Kim Saracak Yaralarını?
Hatay/Samandağ doğumlu, ama ömrü Antakya'da geçmiş biri olarak, 6 Şubat'ın bize kaybettirdiklerinin hesabını tutmayacağım bugün ! Tarihi, kültürel kimliğimizin dün hikayesinden ne kadar kaybettiğimizi listelemeyeceğim ! Bizi ilk 3 gün ölüme terk eden yardımsızlığın HELALLİK isteyenlerinde durmayacağım ! Depremde sorumluluğu olan kamu görevlilerinin soruşturulmasını talep eden Savcılık çağrısına sessiz / CEVAPSIZ kalan kentimin Valiliğinde mola vermeyeceğim ! Depreme dayanıklı olmadıkları resmi kurumsal yazışmalarla netleşen hastanelerde bile isteye ölüme teslim edilenlerin çığlığında boğulun, demeyeceğim ! Deprem anına kadar, bu kente dair yaptığımız haberleri sahiplenmeyen, ama koca bir düzlüğe dönen kentin toza toprağa karışmış halinde yaptıkları basın toplantılarıyla BURADAYIZ / BİZİZ naraları atanlara, "O ZAMANLAR NEREDEYDİNİZ" diye sormayacağım ! Vakıf İşhanı'ndan kalan ufacık bir alanı bile güç savaşına çevirenleri, "SİZ KİM KENT SEVDASI KİM" diye sorgulamayacağım ! Depremin ardından ağır basan siyasi çıkarları için, enkaza dönmüş koca bir şehri ve insanlarını terk eden Valisini de İl Sağlık Müdürünü de "NİYE YARGILAMADINIZ" diye de eklemeyeceğim !
Hiç birini yapmayacağım...
Çünkü biliyorum,
...UTANMAYACAKLAR !
Hiç bir zaman utanmadılar ki !
Haklısınız,
...hesap soracağım !
6 Şubat'a kadar yaşadığımız başka başka depremlerin hesabını soracağım en çok da... Bugün "YENİDEN ANTAKYA" diyenlerin, bizler, "HADİ ANTAKYA İÇİN" derken ki sessizliğinin hesabını soracağım... Aralarından belki binlerce kez geçtiğim eski Antakya evlerinin kurtuluşu için yapılmış onca haberimize rağmen, 'DOSTLAR PAZARDA GÖRSÜN' haliyle ortalıkta dolaşanlardan hesap soracağım...
Bugün, yitip giden Antakya için birilerinin KAHRAMAN edasıyla ortalıklarda dolaşmasını izliyorum da,
yok,
...samimi değilsiniz !
Hiç bir zaman da olmadınız ki !
Korkum da bundan...
Sorma nedenim de...
Sahi, 6 Şubat'la, ona nefes veren kimliğini neredeyse tümüyle kaybeden Antakya'yı, kimler ayağa kaldıracak ? Elde avuçta kalanlar bile yitip giderken, daha düne kadar hiç bir şeye tepki vermeyenler mi ? Tarihi Antakya evleri arasına asfalt yollar yapılırken, üç maymunu oynayanlar mı ? Bir açık hava müzesi olması gerekirken, tarihini ve kültürünü pazarlama yeteneği olmayanlar mı ? Siyasi çıkarları ve elde edecekleri makam koltukları uğruna, Antakya'dan kopartılan Defne'ye göz yumanlar mı ?
Kimler !?
Siz söyleyin, Antakya, kimlerle ayağa kalkacak ? Kimler, onun tozunu, toprağını üstünden alacak ? Depremin üzerinden kaç yüz gün geçmiş, ama her yer neredeyse deprem sonrası gibi dururken, bu yorgun kenti kimler omuzlayacak ?
Antakyalı bir gazeteci olarak, bu kentin tarihine ve kültürüne dair yüzlerce habere imza atmış bir gazeteci olarak cevabım mı ?
Netim...
Çok netim...
6 Şubat öncesine kadar, bu kenti kendi kaderine terk edenlerin bugünkü kent sevdasına zerre inanmıyorum ! Bu zamana kadar Antakya için ciddi bir değişim yaratamayanların, yarına dair çizdikleri o hayali vizyona hiç inanmıyorum ! Depremin rantından trilyonlar kazananların, çıkan enkazı bile yaşam ve üretim alanlarının yanı başına dökecek, biriktirecek kadar rahat olduğu bir yerde, yeniden inşa edildiği söylenen o yarına inanmıyorum !
Karamsar mıyım ?
Çok !
Ama nedenim de çok !