Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 127 defa okundu.

Affeden Ankara'nın Listesinde... Fethullah Gülen De Var Mı?

Düne kadar,

...KATİL

dediklerine KARDEŞİM diye seslenen Ankara'dakilerin artık sağlıklı karar alamadığı ve günün değişen koşullarına göre renk değiştirmeyi de yönettiklerine (!) strateji diye sunduğu bir Türkiye gerçeğinde, açıkçası korkuyoruz !

İnandıklarımızdan...

İnandırıldıklarımızdan...

İnanmaya çalıştıklarımızdan...

İnansak mı diye düşündüklerimizden...

Daha düne kadar, "Aynı masaya oturup da darbecileri meşrulaştırmam" dediği Mısır'ın eli kanlı generalleri için her türlü hakareti rüzgara savuranların, KATİL dedikleri generallerle nasıl KARDEŞ olabildiğini izlerken, benzer bir sürecin Şam ve Esad yönetimi için de yaşandığına şahitlik ediyorsunuz ! "Ey Beşar Esad, vallahi bunun hesabını vereceksin ! Allah izin verirse, bu katilin dünyada hesap vereceğini göreceğiz" diyenler, bugün, aynı Esad'la ailecek tatil yapma fikriyle ortaya çıkmakla kalmıyor, "Suriye'nin içişlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz" bile diyebiliyor ! Bunu diyen, Esad'ı devirmek için binlerce silahlı insandan oluşan minik (!) bir ordu oluşturduğunu bile unutuveriyor ! Bu minik (!) orduya silah sağlamaktan eğitmeye kadar, tüm finansmanını kendisinin sağladığı gerçeğini ise halının altına süpürüveriyor !

Bu ülkede; olanı biteni, saklananı, gizleneni, SUS denilenleri, YASAK diye eklenenleri iyi anlamak için, o halıyı cesaretle kaldırmaya ihtiyaç var aslında...

Haklısınız, 

...halı da halının altındakiler de öylesine PİS ki, kokuyoruz...

Açık açık, ne mi bekliyorum ?

Kahire'den Şam'a, etrafa masum (!) gülücükler dağıtan Ankara'dakilerin, bir gün gelip de aynı şeyi, daha düne kadar HOCA EFENDİ dedikleri, NE İSTEDİLERSE verdikleri, önünde ceket ilikledikleri, ama ardından FETÖ diye ilan ettikleri Fethullah Gülen için de söylemelerini !

"YANILDIK" demelerini beklemiyorum ! Zaten ne Kahire ne de Şam için yollarını 180 derece çevirirken, YANILMIŞIZ demedi hiç biri ! Ne, her iki konuda da bugüne kadar gazladıkları halktan ÖZÜR dilediler ne de hakaret ettikleriyle yüz yüze geldiklerinde utandılar !

Yok, hiç utanmadılar !

O yüzden, bu gidişatın finalinde,

...gün gelir, Fethullah Gülen de yeniden gelir Türkiye'ye !

Önüne kırmızı halılar bile serilir !

Mutlu kareler illa ki verilir !

Yeniden aile olunur !

Sizi bilmem, ama ben, NE İSTEDİYSE ALAN / NE İSTEDİYSE VERİLEN Fethullah Gülen ve sözde cemaati için hep şunları sordum kendi kendime;

Sahi, onu DARBE yapmakla suçlayanları ASIL DARBECİ olarak nitelemekten başka, niye hep SUSTU ? Niye kendini SAVUNMADI ? Ne oldu da ona ait olana bu kadar SALDIRI olurken, hep geri planda kaldı ? Ekonomik olarak kazanımları tek tek elinden alınırken, kendi ülkesinde HAİN ilan edilirken, neden perde gerisinden olan biteni İZLEMEKLE yetindi ? HOCA EFENDİ olduğu zamanlarda, onunla ABD'deki çiftliğinde buluşmak için yarışan Ankaralı ziyaretçilerini niye hiç AFİŞE etmedi ? Ona sırtını dönenlerle ne oldu da hiç göz göze gelme gereği bile duymadı ? Ona NE İSTEDİYSE vereni de verenleri de niye İSİM İSİM açıklamadı ? 15 Temmuz'a kadar süren kader arkadaşlığının bir anda bitmesinin hikayesini niye anlatmadı ?

Demem o ki,

...Kahire'den Şam'a, KATİL dedikleriyle KARDEŞ olmayı bu kadar kolay beceren ve olanı biteni bu kadar kolay aklayabilenler, FETÖ denen için de benzer bir adımı bugün yarın atabilir !

Şaşırmayın yani !

"NASIL OLUR" da demeyin !

Sadece, olabileceklere hazır olun...

Açıkçası, bir gazeteci olarak, Finlandiya televizyonundan Alman devlet kanalı ZDF'ye bir çok yerde o süreci anlatan Fethullah Gülen ile röportaj yapmak isterdim... Sanırım, ona sormak istediğim onca sorunun içinde en dikkat çekeni de şu olurdu;

"Ankara, FETÖ'nun siyasi ayağı konusu ne zaman gündeme gelse, böyle bir şey yok dedi ! Cemaat olarak, 15 Temmuz'a kadar ki o uzun NE İSTEDİYSE VERDİK sürecinde, siyasette etkili olmadığınızı iddia edenleri doğruluyor musunuz ? Ankara'dan ve siyasetten hep uzak mı kaldınız ? O zaman, 

siyasilerin fotoğraf çektirmek için sizle yan yana gelme telaşı ve heyecanı neydi o zaman...?"

Ben, hala, Türkiye'den bir gazetecinin çıkıp da bunu ve benzerlerini sormasını bekliyorum...

Ankara'nın sürekli değişen ruh halinin bu karanlıkta kalan yüzünü aydınlatmasını en çok da...