Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 89 defa okundu.

Adalet, aritmetik değil G.E.O.M.E.T.R.İ.K

-
Yolda olmak ne kadar önemliyse, bazen de sadece durmak gerekiyordu... Sahil kenarında bir bankta, karlı dağlarda bir kulübede, bir meşe ağacının altında ya da mermilerin havada çarpıştığı bir savaşın tam ortasında yavaşlamak gerekiyordu bazen…

Yavaşlamak…
Yavaşlamak…
Yavaşlamak ve kendi köşene çekilip öylece durmak...

Çünkü yürümek düşünmekse, durmak algılamaktı !
-


Sürgün’de yazmış, Aytuğ Akdoğan…
Hayata dokunmuş, durdurmuş da !
Unutmayın da demiş sanırım !

Unutmayın !

Çok unutan, çabuk (kolay) unutan bizler için önemli bir tavsiye…

Aslında DÜŞÜNEN, ama düşündüğü üzerine çok da KAFA yormayanlarız galiba !

Bunun için bir örneğimiz var bugün ! Pişirilmiş, paylaşıma hazır, yuvarlak bir turta ! Düşünün ki, herkesin ondan bir dilim alma hakkı var, ki hepimiz, o dilimleme için değişmez bir yol izleriz… Bunun için turtanın ortasında bir nokta belirler, ardından da o noktadan kenarlara çizgiler ineriz… Ortaya, aynı ölçülerde, birden çok, üçgene benzer turta parçaları çıkar, ki zaten istediğimiz de budur ama…

Platon’un bu masum görünen turta hikâyesinde, bizim, bir çatışma haline ihtiyacımız var !

Nasıl mı ?

Bu turta için ona düşen üçgen parçasını, belirlenen kısımdan değil de, tam da turtanın orta yerinden alan biri olsun aramızda ! Yine üçgen halinde bir parça ama… Turtanın orta yerinde koca bir boşluk yaratan, diğer belirlenmiş parçaların çizgisel paylaşım dengesini de bozan bir üçgen olsun bu !

Haklısınız…

Turtadan bir dilim alan insan, özgürce kendi payını almıştır… Ve evet, doğrudur, hakkından fazlasını da almamıştır belki ama… Kendi payını alırken, diğerlerinin kendi paylarını almalarını da zorlaştırmıştır… Hatta adaletsizliğe neden olmuştur…

Bu yüzden, Platon’un, “Adalet, aritmetik değil, geometriktir” diyen tespitini düşünmek değil, iyi algılamak gerekiyor !

Tamam, biraz garip oldu, biliyorum ama…

Basit bir turtadan demokrasi dersi çıkartmak da bize özel olsun :)

Peki, ders çıkarttık mı ?


*-*

İçinde anlatılmamış bir hikâyen varsa…
Var mı?

“Evet” diyen ?

Peki, niye hala sırtında ?

Zira, dünyanın en ağır yüküdür, anlatılmamış / anlatılamamış hikâyeler !

Anlatmayı sevmiyoruz, biliyorum !

Oysa o kadar çoklar ki…

Bir arkadaşım, “Psikologlara gidenlerin sayısı eskiye göre o kadar çok ki… Hepsi de anlatılamamışların yükünü boşaltma peşinde ! Sırtını kamburlaştıran hayatı hafifletmenin peşinde ! Yeni yükler için yer açma peşinde ! Birbirimize tahammülsüzlüğümüz mü buna neden, bilmiyorum ama… O yük boşaltma işini de hayatımızda olan birilerine değil, belki de ilk kez gördüğümüz kişiye veriyoruz…” demişti !

Haklı…

Birbirimize zayıf görünmemek için verdiğimiz savaşın ilk kurbanlarıyız aslında !

KENDİ gerçeğimizin cesedini ise sosyal medya hesaplarımızın rengarenk sayfalarında saklıyoruz !