6 Aralık ve Kudüs
Dün, Amerikalı Gazeteci bir arkadaşımla konuşurken, herkesin birbirine sorduğu bir soruda duraklayıp ufak bir mola aldık… Sorusu mu? Why is moving the US Embassy from Tel Aviv to Jerusalem so controversial? Türkçesi ile… Amerikan Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması neden bu kadar tartışma yaratıyor?
Buna dair soruyu DİNEN cevaplama modası şu an ki zaman dilimi içinde oldukça popüler, ki kutsal değerlerin KIRMIZI (!) ÇİZGİSİ söz konusu olan… Hele ki Mescid-i Aksa noktasında duranlar adına ! O yüzden de beklenen, sürecin YAHUDİ karşıtlığı ve aleyhtarlığı ile ilerlemesi ! Amerikan Başkanı Donald Trup’ın resmi açıklamasının ardından başlayan gösterilerde Amerikan ve Israil bayraklarının yakılıp savaş naraları atılması da bundan !
İslam dünyası içindeki öfkelerin sermayesinde bir adım öne çıkma telaşındaki siyasi figürlere de ‘gün doğdu’ desek yanlış olur mu ? Hele ki kendi iç politik karmaşalarını bu gündem başlığı içine sıkıştırıp kaybettirme çabasına şahitlik ederken !
Aslına bakarsanız, Kudüs’ü tartışmaların orta yerine koyan unsurların hassasiyeti ile ayağa kalkıp çığlık çığlığa BU TOPRAKLAR İSLAMIN EMANETİ edebiyatı yapanlara, en azından bizlerin içinde olduğu coğrafya adına ufak bir hatırlatma yapalım mı ? Bu hatırlatmayı yaparken de, merkezi Mekke'de bulunan Umm Al-Qura Üniversitesi'nin geliştirdiği Kâbe'yi Genişletme Projesi’nin bugün aldığı hali bu hatırlatmaya ekleyelim… Osmanlı’nın Kâbe’deki mimarisi olan revakların yıkılması ile başlayan sürecin şahitliğinde, KABE’ye tepeden bakan 5 yıldızlı otellerin ve gökdelenlerin görselliğinde biraz ilerleyelim ! İlerlerken de, Sultan II. Selim tarafından, dönemin Harem Şeyhi Kadı Hüseyin'e 30 Eylül 1574'te gönderilen fermanda geçenleri fısıldayalım… Kabe'nin çevresindeki ortalama 5 metreden yüksek binalar ile bitişiğindeki evlerin yıkılmasının emredildiği fermanın düne gömülen hassasiyetini tekrarlayalım…
Tekrar ettik mi ?
O zaman, Kudüs’ü YAHUDİ (!) TOPRAĞI (!) yaptığı için Trump’ı protesto eden bugünün kalabalıklarına tam da bu noktada KABE örneği verelim mi ? İslam’ın bu en KUTSAL noktasında yaşanan bu devasa gökdelen trafiğine niye kimse SES çıkarmadı diye soralım mı ? Osmanlı mirası ve saygısını yerle bir eden Suudi algısına siyaseten ses çıkar-a-mayanlarınm bugün niye KIZMIZI ÇİZGİLERİ Kudüs için çizdiklerini soralım mı ?
Hatta tam da bu arada MAVİ MARMARA’dan bir hatırlatma yapalım… !
Türkiye ile İsrail Hükümetleri arasında tazminata ilişkin usul anlaşmasının 6 maddesinin yer aldığı belgeyi hatırladınız mı ? Son paragrafı özellikle… Hani her iki HÜKÜMET adına imzaların atıldığı sayfada ANKARA ve KUDÜS (Başkent olan TEL AVİV değil…) ifadelerinin geçtiği aralığı !
Nasıldı o cümle ?
“Bu Anlaşma, ANKARA ve KUDÜS’te 28 Haziran 2016 tarihinde her biri eşit derecede geçerli Türkçe, İbranice ve İngilizce dillerinde ikişer nüsha halinde akdedilmiştir.”
Aslına bakarsanız…
Konu gerçekten de KUTSALLLIK ise…
Hani tüm o tartışma da bu yüzden ise…
Üzülmeyin !
KUDÜS, sahip olduğu kutsallığı bu son karar ile kaybetmedi…
Kutsal denen şey de böyle bir şey değil zaten !
O, ilahi bir şey, manevi bir şey…
İnsani açlıktan uzak bir şey…
Ruhlarımıza dair bir şey…
Ama konu Israil’den öte, bu toprakların YAHUDİ bir kimliğin yönetimine girmesi meselesi ise, ki öyle de görülüyor… Haklısınız ! Bu tartışma bitmez ! Hiç bitmez ! İslam’ın siyasi ve mezhepsel liderliğine oynayan ülkelerin elinde bu konu UZAR gider… Hatta OYUN HAMURU kıvamında şekilden şekile girer… Ve öyle güzel bir ana başlık olur ki, bizlere yepyeni çatışma alanları yaratır…
Hele ki Türkiye gibi, kadim toprakların Anadolu’su içinde DİĞERLERİ haline getirilen ÖTEKİ kalabalıklar için korku hikayeleri fısıldar…
İstediğimiz bu mu ?
Olmasın…
Bu olmasın…