Hatay Mahalli Haber
MENÜ
Tamer Yazar
Tamer Yazar
yazar5@hotmail.com
Paylaş Paylaş Paylaş Yazı 792 defa okundu.

31 Mart Sandığı... OYUMUN RENGİ Mi?

6 Şubat depremlerinin tozu dumanı inmeden yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sandık sonuçlarını, depremin yakıp yıktığı Antakya'nın yıkıntıları üzerinde dans ederek kutlayan kendini kaybetmişlerin memleketinden Ankara'ya taşınan hayatım, yenilenen seçmen kimliğinde, BU DEFA KİME OY VERMELİYİM'i düşünüyor !

Hatay'da olsaydım, kime oy vermeyeceğimi çok iyi biliyorum, ki bunu siz de iyi biliyorsunuz... MHP'den AKP'ye, AKP'den CHP'ye uzanan istikrarlı (!) siyasi hayatının belki de en beklenmedik yaşam dilimini yaşayan Lütfü Savaş, 1 dönem Antakya ve 2 dönem de büyükşehir belediye başkanlığıyla süslediği CV'sini, CHP Ankara'nın işbilmez hali yüzünden 3. döneme taşıma hazırlığı yaparken, aslında onu istemeyen bir kentin çoğunluğuna rağmen zoru başarmaya da çalışacak ! 

Garip ama, onun bu başarısı, Özgür Özel'in kaybetme korkusuyla da paralel ilerliyor !

CHP Ankara ne kadar ısrar ederse etsin, Hatay'ın CHP'li seçmen kitlesinin ve sol seçmen profilinin vereceği karardayım ben ! Öfkelerin ve eleştirilerin ne kadar samimi olduğundayım ! Geride kalan 5 senenin Ankara'yla kavga ederek heba edilen yıllarına yenilerinin eklenmesinin ne kadar istendiğindeyim !

Peki, Kürtler !

Onlar nerede, 31 Mart'ın tablosunda ?

Net olan bir şey var ki, Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'ın isminin İstanbul için geçmesiyle beraber, o ana kadar gülümseyen CHP'de suratlar aniden asıldı... Garip olan, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, tüm hesapları bozan bu adım tartışılırken, Ankara'da, CHP Genel Merkezi'nde, Özgür Özel'le işbirliği görüşmesinin pozlarını kamuoyuyla çoktan paylaşmıştı bile... Demirtaş Ailesi'nin bu bağımsız tavrını nasıl almak, nasıl yorumlamak ve olası tercihlere etkisini nasıl değerlendirmek gerek, bilemedim ama, son masa düzeneğinde kendisi için ayrılan tek bir sandalye bile bulamayan Kürtler için bu defa ki CHP kartı, KAZAN-KAZAN dengesinde ilerliyor ! Ancak konuştuğum bir çok Kürt seçmen, kendilerini her defasında YOK sayan CHP ile ortak hareket etmek yerine, bağımsız ilerlemekten yana... Başak Demirtaş, bunun anahtarı olabilir mi, emin değilim ! Ancak atılan bu son adım, geri alınmadığı takdirde, Ekrem İmamoğlu'na dair 31 Mart hesaplarını tümüyle değiştirecek gibi !

14 Mayıs 2023'te yapılan genel seçimlerde Cumhur İttifakı içinde yer alan, ancak 31 Mart yerel seçimlerine kendi adaylarıyla girme kararı veren Yeniden Refah Partisi mi ? Açıkçası, onların siyaseten bir varlık gösterebileceğini düşünmüyorum... AKP iktidarıyla 31 Mart seçimleri öncesinde oturdukları son pazarlık masasından, son seçimde olduğu gibi kazanımlarla kalkmayı planlamışlardı, ama olmadı !

ANLAŞAMAZSAK ADAY ÇIKARTIRIZ blöfünün Erdoğan'da çok karşılık göreceğini düşünmesem de, tek bir seçmenin bile hesap edilir hale geldiği bugünün aritmetiğinde, küçük partilerin, onlara düşen dilimi eninde sonuda kalınlaştırmaları da kaçınılmaz oluyor ! Ne de olsa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da 31 Mart 2019'daki ilk seçimi, yaklaşık 14 bin gibi az bir oy farkıyla kazanmıştı...

AKP ve Murat Kurum mu ?

Aslında kişisel olarak, duruşu ve sürekli gülümseyen haliyle sempatik gelse de, şu ana kadar Bakan olarak ortaya koyduğu performans, İstanbul için uygun bir aday olmadığının da bir karşılığı gibi ! Olası İstanbul depremi için Bakanlığının şu ana kadar elle tutulur hiç bir şey yapmaması gibi ! Kaz Dağları'nda binlerce ağaç kesen maden şirketinin onun döneminde yarattğı tahribat gibi ! Peki ya “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Alan” olarak kayıtlarda bulunan Muğla Bodrum’daki Cennet Koyu'nun yapılaşmaya açık hale getirilmesi, Milas’taki Akbelen Ormanı’nın 740 dönümünün bir maden projesi için kurban edilmesi, Aydos Ormanı ve diğerleri...

Anlayacağınız, Bakanlık karnesi ÇEVRE adına kırıklarla dolu bir Murat Kurum, AKP'nin tüm iktidar gücüne rağmen, KAZANIR denilen bir ADAY kimliğinden hala çok uzakta ! Diğer taraftan, güçlü bir YANDAŞ medya kimliğini yanında tutan bir iktidar gücünün onu 31 Mart'a kadar nasıl allayıp pullayacağı da önemli...

Peki, Ankara !

Melih Gökçek'in tartışmalı mirasını sahiplenmek zorunda kalan AKP, bu defa Gökçek'in muhalifi bir ismi ADAY yaparken, aslında KAYBETMEYE mi yoksa KAZANMAYA mı oynadığı konusunda soru işaretleri de yarattı... En çok da, AKP'nin adayı Turgut Altınok'un, seçim çalışmaları kapsamında Polatlı ilçesi ziyaretinde çakarlı araçlarla düzenlediği dev konvoyun ardından ! Gösterişli girişlerin vatandaşın gözünde GÜÇLÜ imajı çizceğini düşünmüş olsa da, Altınok, Mansur Yavaş gibi oldukça sade ama etkili belediyecilik yapan, bunu da asla bir sahne şovuna çevirmeyen biri noktasında, bu haliyle sınıfta kaldı bence ! Tabi, Menzil Tarikatının oldukça güçlü olduğu bir ilçede belediyecilik geçmişi olan AKP adayının bu anlamda nasıl bir profil çizdiğini de iyi izlemek gerekiyor ! Diğer taraftan, Melih Gökçek ile uzun yıllara dayanan kavgalarıyla bilinen Altınok, ülkücü bir geçmişten gelen tarafıyla da, Mansur Yavaş'a ringde yakışır bir rakip havası  da çiziyor, kimine göre... 

Bilmeyenler için, BBP kimliğinde siyaset yaptığı dönemlerde, Erdoğan karşıtı açıklamalarıyla da bilinen bir isim, Turgut Altınok ! 

Haklısınız, nereden nereye...

Ben mi ?

Açıkçası, çakarlı arabalarla havasını atarak NE KADAR GÜÇLÜYÜM imajı veren bir belediye başkanı yerine, sessiz sakin, sadece işini yapan ve şu ana kadar, Melik Gökçek'in kötü belediyecilik mirasının üzerine ciddi şeyler ekleyen Mansur Yavaş'a oy vereceğim, Hataylı bir depremzede olarak ! İstanbul'da olsaydım, oyum Başak Demirtaş'a giderdi, o ayrı ! Hataylı olarak oyumsa, istemeye istemeye, iktidar adayına olurdu ! 

Bir beş sene daha KAYNAK kavgası yapacak ve sürekli BEN diyecek bir Lütfü Savaş'a sabrım yok zira...

Siz de düşünün...

Ama çooook iyi düşünün...