2016 ya hazır değiliz Darısı 2021e mi diyelim
Dün tüm haber siteleri bizden bahsedip durdu, HOŞGÖRÜ KENTİ Expo 2021 Adayı diye, ki bu büyük onurun detayları arasında gezinirken ne de BÜYÜK projelerle buna hazırlık yaptığımızı fark ettik, bizlerle çok paylaşılmayan ne çok MUCİZELERİMİZ varmış onu anladık !
Aslında dedikleri gibi…
Durum, klişeleşmiş bir metaforu hatırlatıyor…
Hani gözü bağlı birkaç insan bir Fil’e dokunur ve onun ne olduğunu anlamaya çalışır ya…
Ardından da kuyruğundan tutan başka, hortumundan tutan başka bir şey anlatır ya…
Anlayacağınız…
Dokunan herkes, hayvancağızı Fil’den başka her şeye benzetir…
Ama hiç kimse, benzettiğini bir diğeri ile ortaklaştıramaz…
Hemen herkesin anlatacak başka bir hikâyesi vardır…
Hemen herkesin başka bir gerçeği vardır…
O yüzden ötesine YALAN der…
Gerisini ise unutur gider…
Fil’i tanımaktan giderek uzaklaşan insancıklar haline gelmeye mi başladık bilmiyorum ama, merak etmiyor da değilim… Sahi, Expo 2021 ruhunu hissetmeyen bir tek ben miyim ? Eldeki MUCİZE PROJELERİN hayalini kurmaya çalışırken var olan gerçeğin sloganında durup düşünen bir tek ben miyim ? Eldekini ayakta tutma gayretinde bile sınıfta kalmışken, ÜST SINIFTAN ek dersler almanın hayalciliğinde duran bir tek ben miyim ?
Galiba, EVET…
En azından, konuşanın AZ, ama ONAYLAYANIN çok olduğu bir coğrafyada durum bu !
AÇIK AÇIK onayladığını SESSİZ SEDASIZ eleştirirken fısıldayanların ceket iliklemedeki başarısını bir tarafa koyarsak eğer, bu gönüllü körebeliğe mola versek mi, hatta o moladan yararlanıp göz bandını çıkarsak mı, ki en azından eldeki o tek Fil’in aslında ne olduğunu ve neye benzediğini görsek !
Gözünüz kapalı alıştıysanız yaşamaya, en azından çekiştirmeyi bırakın… Bu kentin orasından burasından çekiştirmeyi bir kenara bırakın… Tuttuğunuz kuyruğu, kulağı, hortumu anlamaktan vazgeçin… Özgür bırakın…
Aslında ADAYLIK değil, eleştirdiğimiz…
ADAY olanların eldekine olan SADAKATİ…
Parmakların arasından KAYIP gidene bakışı…
YAPTIK-OLDU dediklerinin OLMAYAN hali…
Olmayanı OLMADIĞI halde bırakırken ki rahatlığı…
Bunun en büyük örneği mi ?
Her gün yanı başından geçip gittiğimiz Asi’ye bakınca NE görüyorsunuz ?
İş makineleri mi ?
Oradan oraya koşuşturan işçiler mi ?
KOCAMAN diye ilan edilen projelerimizden birini mi ?
Peki, bu telaşın öncesinde Asi’de NE vardı ?
Tonlarca çöp, plastik, her türlü atık, ayların-yılların biriktirdiği umursamazlık, ki evimizin-işyerimizin tüm kirini çöpünü savurduğumuz HADİ CANIM SENDE’cilik, olan olmuş BEN Mİ KURTARACAĞIM diyen vazgeçmişliğimiz…
O yüzden merak etmiyor değilim…
Neyi mi ?
Bu çalışma öncesinde onca çöpü ve plastiği o iş makinelerinin paletleri altında ezerken tam olarak NE düşündüğümüzü, toprağın metrelerce altına ittiğimiz çöpü bulunduğu yerden kaldırmak yerine olduğu yerde saklayarak NEYİ amaçladığımızı, iş yapma şeklimizin hiçbir şart ve ortamda değişmemesinin sebebini…
Biraz da o yüzden…
2016’ya hazır değiliz…
Darısı 2021’e mi diyelim ?