2012 TESPİTİMİZ 2016 TABLOMUZ
2012’de yazdığım bir yazı dikkatimi çekti geçen gün… “Ortadoğu’da Bedeni Küçük Kıyafetler” başlığında bir yazı… Suriye’de henüz 1 sene önce başlayan çatışmaların daha o günden analizini yaptığımız bir yazı… Bir ülkenin kıyafet değişimine zorlandığı sürecin hemen başında neler gördüğümüzü netleştiren bir yazı… Umulanla eldeki arasındaki uçurumun daha o günlerde derinleşen hikâyesine dair bir yazı…
O yüzden…
Tekrar okuyalım istedim…
Bugün DÜN’ü yaşarken hele ki…
DÜN’ün öngörüsünde bocalarken hele ki…
Hadi başlayalım…
***
Devrik Lider Hüsnü Mübarek zamanı ya da bugünkü Muhammed Mursi dönemi !
Türkiye açısından her iki zaman dilimi de bölgesel rekabetin karşılığı oldu…
Bölgesel rekabetin, ama asıl olarak da bölgesel liderliğin…
Bugünün rekabet pastasında dilimleme sorunu yaşadığımız yer ise, Suriye !
Olasılıklar ne ?
Ya da eldeki !
Aslında olasılıklar da eldekiler de çok önemli değil, çünkü Suriye’nin şu an üzerinden atmaya çalıştığı kıyafetten daha kötüsünü giydirme hazırlığında olanlar var !
Nasıl mı?
Dedik ya, rekabet !
Bugün, Suriye’de yaşanan “güç” ve “iktidar” oyununda taraf olmak isteyenler, Suriye’nin o hayli yaralanmış ve hırpalanmış bedenine ellerindeki kıyafeti giydirme telaşındalar !
Hani beden UFAK mı BÜYÜK mü, bilinmiyor…
O yüzden de zorlama bir giydiriş olacak gibi bu !
Hafif sıkan ve bol gelen taraflar ise bir şekilde düzeltilecek !
Ama o elbise illa ki giydirilecek !
Mısır, bu ülkelerden biri, hani elindekini giydirme telaşında olanlardan biri… Bu yüzden de, bu güç dengesinin hamlelerine sahne olan satranç tahtası üzerindeki ilk hamlesini, Suriyeli muhaliflerin bir kısmına Kahire’de ev sahipliği yaparak gösterdi!
Aslında bu hamle Türkiye’ye de karşı!
Hani “oyunda ben de varım” deme telaşı!
Peki, Mısır’ın hamlesi ne?
Kendilerini "Suriye Devrimi Mütevelli Heyeti" olarak adlandıran bir grup Suriyeli muhalif, tüm muhalif grupları yeni oluşuma katılmaya çağırdı, Kahire’de gerçekleşen toplantının ardından. Yeni oluşumda kimler mi var? Aslında o eldeki kartların gücünü arttıracak isimler… Kesilecek dilimlerin kalınlığını sağlama alma telaşına destek verecek isimler… Mesela Haytam Malih, Eymen Haruş, Şeyh Nevaf el-Beşir ve Mahmud Seyyid Dagin… Onların hedefi, sürgünde bir Suriye Hükümeti kurmak! Ve bunu da Mısır’ın ev sahipliğinde gerçekleştirmek…
Evet…
Elde iki elbise var…
Biri, LAİK Türkiye’nin diktiği…
Diğeri, Müslüman Kardeşler yönetiminde giderek daha radikal bir tablo sunan Mısır’ın diktiği…
Aslında her iki elbise de ELDE KALABİLİR…
Hele ki bu elbiselerin, ülkedeki Kürt ve Alevi nüfusun ne yapacağını yeterince kestirmeden dikildiklerini göz önüne alırsak…
***
Ne dersiniz, ELDE KALDI mı ?
Özene bezene dikilenler elde kaldı mı ?
Peki, o yüzden mi ?
Rusya ile yakınlaşma çabaları, ardından YAKINDA SURİYE İLE HERŞEY GÜZEL OLACAK mesajları, hele ki elde kalan kıyafet için o kadar uğraşmışken, eldekinin senaryosunda onca şeyi göze almışken…
Bence, O YÜZDEN !
Sizce ?