20 Şubat 2018 MHP'si! Bir De öncesinin MHP'si!
Bir tanesi demiş ki,
"...bu tarihe dikkat edin ! Özellikle de öncesi ile sonrası arasındaki farka, susuşlara, onaylara, unutuşlara ! Birbirine, liderleri bağlamında bu denli hakarete varan ifadeler kullanan, siyaseten tehditler savuran ve ağır bir şekilde suçlayan AKP ve MHP'nin 20 Şubat 2018'le başlayan ittifakları, nasıl oldu da bugüne kadar bu denli güçlü bir şekilde omuzlandı, hiç düşündünüz mü ? Düşünün..."
Düşünelim o zaman !
Mesela,
...17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu'nu ! 2013-2014 yıllarında yürütülen, bazı kâmu kurum ve kuruluşları ile aralarında dört bakanın da yer aldığı, kâmu görevlilerinin görevi kötüye kullanma ve rüşvetle suçlandığı soruşturmaları !
Ama en çok da, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, buna dair o gün yaptığı basın açıklamasında, "Başbakan Erdoğan’ın yönetimi altında, Türkiye, resmen; yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların hâkimiyeti altına girmiştir" deyişini ! Hatta, "AKP’nin 11 yıllık iktidar süresinde, defalarca yazılı ve görsel medyaya intikal etmiş iddialar ve şaibeler de devam eden hukuksal sürece eklemlenerek, ülkemiz yolsuzlukların zincirinden kurtarılmalı, AKP iktidarı, millet önünde yargılanmalıdır" diye de ekleyişini !
Düşündük, o zaman soralım da...
O günlerde, "Milliyetçi Hareket Partisi, İstanbul’da süren yolsuzluk soruşturmasını titizlikle ve büyük bir özenle takip edecektir" diyen Bahçeli, bugün, o TAKİP için nerede ? Bahse konu yolsuzluk soruşturmalarını seçim afişi haline dahi getiren Bahçeli, bugün, o atılan sloganların neresinde ?
Bahçeli, açık açık şunu mu diyor bize ?
Söylediklerimde hatalıydım, yanıldım !
Ağır ifadeler kullandım, özür diliyorum !
'YOLSUZLUK' dedik, ama öyle değilmiş !
2013'e damgasını vuran bu süreçte Bahçeli'nin seçim sloganı haline getirdiği o HESAP SORACAĞIZ deyişi mi ? 17.12.2013 sonrası tamamen unutuldu ! Bir daha gündeme bile gelmedi ! Meydanları inleten iddialar yavaş yavaş rafa kalktı ! Zaten 2014, 2015, 2016, 2017 derken, MHP'nin AKP ile ittifaka EVET dediği 2018'e kadar bu ruh hali kendini iyiden iyiye perçinledi !
Hatta o tarihte, partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri, AKP ile başlattıkları ittifakın müjdesini veriyordu, Milletvekillerine ! "Milliyetçi Hareket Partisi’yle Adalet ve Kalkınma Partisi arasında yapılan ittifak görüşmeleri tamamlanmıştır... İki partiden belirlenen üç değerli arkadaşımızın katılımıyla oluşan Milli Mutabakat Komisyonu, 14 Şubat 2018 Çarşamba günü son toplantısını gerçekleştirmiştir... Toplantılar; başarılı, özverili ve samimi bir havada geçmiştir..." Erdoğan'ı ise unutmuyordu ! "Elbette, yapıcı tavırlarıyla destek ve katkısını sürekli gösteren Sayın Cumhurbaşkanı’na, huzurlarınızda içtenlikle teşekkür ediyorum..."
Neredeyse 4 senelik bir süre zarfında ne değişti de, "Başbakan Erdoğan, her anlamda yolsuzluğa gömülen etrafına, ailesine ve bizzat da aynadaki akislerine acilen odaklanmalıdır" diyen Devlet Bahçeli, Erdoğan'a, herkesin huzurunda teşekkür eder hale geldi sahi ?
Dedik ya,
...bize şunu söylesin, Devlet Bahçeli;
Söylediklerimde hatalıydım, yanıldım !
Ağır ifadeler kullandım, özür diliyorum !
'YOLSUZLUK' dedik, ama öyle değilmiş !
Ardından biz de eldeki tabloyu, bu önemli YANILGININ bir parçası olarak kabul edip, susalım !
Ama o ana kadar da, bu ittifak anlaşmasının yapıldığı masaya serilen kartlarda kimin eli daha güçlüydü, onu konuşalım ! Kimin eli diğerinin elini boşa çıkardı, bunu da ! Masaya oturanları, dün söyledikleri konusunda bu denli sessizliğe gömen nedenler nelerdi, en çok da bunu !
Bir gazeteci arkadaşımın tespiti ile bitirelim, MHP'nin değişimini, o değişimin kâr / zarar tablosunu...
"Erdoğan’ın, AKP’nin 1. Olağanüstü Kongresi’nde MHP’yi hedef alan sözlerine karşı, Bahçeli, 27 Ağustos 2014'te sert bir açıklama yapmış, 'Bundan böyle, AKP hızla eriyecek, hızla emilecek ve gün gelecek siyasetten silinip gidecektir' demişti ama... Görülüyor ki, sadece bir kaç sene sonra kurulacak bir ittifakla beraber eriyen de, emilen de, siyaset sahnesindeki payı hiç olmadığı kadar küçülen de MHP oldu ! Bu ittifakla beraber devlet içindeki kadroları kalabalıklaşan MHP, seçmen tabanında ise küçüldükçe küçüldü ! İttifakın onu bu denli bitirmesini bile isteye kabullenen bir siyasi yapının bu sadakati mi ? Sevilmediğini bile bile sevgisinden vazgeçmeyen biri gibi..."
Bence, MHP'nin ve lider kadrosunun düşünmesi gereken kısım da tam olarak bu !
Sert muhalefeti ve tartışmasız ilkeleriyle bilinen bir parti, bugün AKP'nin her yanlışına gözü kapalı EVET diyerek ya da susup onaylayarak ortak oluyorsa, bunu da oluşan partisel zarara rağmen sürdürüyorsa,
...düşünmekten öte, sorgulamak gerek !
Masaya serilen, ama açılmayan kartların altında NE var ?